Adını yazmadım senden sonra,
yangınından kaçırıp gözlerimi
resmine hiç bakmadım.
Her sabah
yokluğunla ıslanan saçlarımı okşadım
şefkatine özenip...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Sen yazdın Şair, ben de okudum... Benim babam da hisseder mi bu şiiri... Gözyaşım ıslatır mı onun toprağını...
Saygı ile
Adını yazmadım senden sonra
resmine hiç bakmadım... ...:((
bu şiiri kezlerce okudum.babam hayatta iken de okudum,vefat ettikten sonra.her ölüm erkendir ama her babanın ölümü daha erkendir.
hüzün ve derinliğin bileşkesi : güzel şiir
''gelemezdim ardından
çocuktum... o yolları bilmezdim.....
... korkarım baba...
Gittiğine değil,
beni de götürmediğine ağlarım... ''
O zaman bilmeyip gidemediğiniz 'yollara' şimdi yüreğinizin sesi kaleminizle gidiyorsunuz ve anlayarak okuyanıda götürüyorsunuz zaten..Gözyaşının bir damlası her ne kadar bilmediğimiz 'o yollarda' gidenlere aksada,diğer damlası gidememişliğimize damlar..Kaleminize Yüreğinize Saygılar Sunuyorum..
Ağıdının yaşlarını yüzümde saklıyorum..
Dizlerim kan revan resminin önünde
Toprağın nerde?
Ah'larımı kan-yaşımı yakarış sanma sakın ne olur
Göğsündeki kızıl damlaya canımı kurban edemeyişimdir kahrım!
Hızlıca indirilen sedyeye tutunamadım,
Uyuyordun gülümsercesine çığlıklarımıza.
Alelacele sirenler eşliğinde,
Çocukluğum gidiyordu seninle...
şiiriniz bana şiirimden bir bölüm çağrıştırdı paylaşmak istedim.
Hayat beni -ağ-lar...
Hayat beni bağlar baba
Hayat beni avlar.....korkarım....
duygular çok yalın anlatılmış, tebrik ederim...
yetimliğin yaşı yoktur.bir dram oluverir babalar ve evlatlar. ayrı ayrı fanuslarda kalır sevgiler bizde. ve gözyaşları dahi sızmaz bir başka kalbe aşikarcasına.hasretler, trajediler, yitirişler hep yapayalnızdır bizde
SİZİN ŞU AN BU YAŞANILASI DUYGULARINIZI PAYLAŞIYORUM....BABANIZ.....ONUN GERİDE BIRAKTIĞI ONURU,KANADI ,KOLU OLDUĞUNUZU MUTLAKA BİLİYOR OLMALI...MEKANI CENNET OLSUN....THY.RO-RA
herkes anne derken baba demen ne güzel
ben babama yazamadım hala
Hüzünler biriktirir
gizli gizli ağlarım.
Bir tek sana ağlarım.
ve korkumu unutmak için
türküler söyler,
Kürtçe ağlarım.
Ama acı,
her dilde aynı tadı veriyor korkarım...
Ama babasız da kaç yıl yaşarız korka korka..Ve ezgiler gibi gözyaşlarıda evrenseldir.. de bir kürtçe ağıtlar, birde öksüz-yetim çocuğun ağlaması,ağıtı yinede bir başka dağlar yürekleri....
Babana ve babama allah rahmet eylesin..
Sevgilerimle
Bu şiir ile ilgili 22 tane yorum bulunmakta