BABAM VE ANITKABİR
*
Babam bir köy imamıydı. Okumaya çok hevesli bir çocuk olarak köyümüz ilkokulunun ilk mezunlarındandı. Arkadaşı “Doktorun Hasan” ortaokul için Denizli’ye gidince babamda okuma ateşi alevlenmiş. Dedem “Çiftimi, çubuğumu kim işleyecek?” diye izin vermemiş. Babam bir sabah alaca şafakta Denizli’ye gitmek için evden kaçmış. Dedem ve ailesi babamı bulmak için seferber olmuşlar.
*
Poyraz Halil Dede babamın halasının eşi, yedi yerinde kurşun ve süngü yaraları izi olan bir gaziydi. Babamı Karahöyük Pazarı’nda bulmuş ve geri getirmiş. Dedemden bir araba dayak yiyen babamı Poyraz Dede elinden tutup o yıllarda köyün imamı olan İbrahim Hoca’ya (Zoylan) teslim etmiş. “Üzülme oğlum, işte okuyacaksan İbrahim Hoca’dan oku,” demiş. İbrahim Hoca Yatağan Medresesi’nde okumuş, bilgisine güvenilen, sağlam karakterli ve köyde saygı duyulan bir hocaymış.
*
Babam İbrahim Hoca’dan Kur’an- Kerim ve dini bilgiler öğrenmiş. Askere gidene kadar çiftten çubuktan fırsat buldukça soluğu İbrahim Hoca’nın yanında alırmış. O yıllarda 1930-1940 İbrahim Hoca’dan eğitim almak için çevre
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Senin baban, Asla ve kat'a gerçek bir hoca dini bilgilere tam vakıf hakiki bir hoca olamamış Bayım. Eğer gerçek bir alim olsa idi, kendisi o zararlı şeyleri ekip dikmez ve İslam'a uymayan o kefere kıyafetlerini ve serpuşunu üstüne başına geçirip de reklamını yapmazdı. Yine, asla ve kat'a, sırf dini inanllarından taviz vermediler diye sadece istiklal mahkemelerinde 5000 tane masumu astıran ve de ülkenin bir çok vilayetinde yaptığı gayr-i İslami devrimleri onaylamadılar diye katliamlar yaptırıp, yüz binlerce masum ve mazlum halkını öldürttüren bir diktatöre saygı duymaz ve onun kabrine gidip de Kur'an okumayı yasak eden o zatın ruhuna orada Kur'an okumazdı.
Yani senin baban adamı dinden ve imandan eden hoca kılıklı bir cahilin ve de gafilin tekiymiş vesselam.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta