BABAM
yüzünde
rüzgârın unuttuğu coğrafyalar vardı
her kırış,
bir dağın suskunluğu gibi derindi
bize söylemediğin her şey
zamanla sessizce yerleşti suratına
bir nehir kuruduğunda bile
sen susmayı sürdürdün
ellerin…
eski bir defterin kapağı gibiydi
açıldıkça
çocukluğum dökülürdü satır satır
çekiç tutan, ekmek tutan,
bazen de yalnızca sessiz kalan eller
dokunduğu her şeyi
biraz daha gerçek yapardı
senin omuzların
bizi taşımadı sadece
göğü de dengede tuttu bir ömür
çünkü bazı adamlar
gökyüzünü kimseye belli etmeden
omuzlarında taşır
gözlerin
bir posta pulu gibi
zamana yapışıktı
baktığında geleceğe
geçmişi mühürlerdin
ben bazen içinde
çocukluğumu görürdüm,
bazen yorgun bir şiiri
sen,
bir dağın gölgesi gibiydin
hiç tam olmadın üstümüzde
ama her zaman vardın
ne zaman düşsek,
altımızda toprağı önce sen tutardın
şimdi biliyorum
güven dediğimiz şey,
bir ses değilmiş
bir bakış değil
bir adamın yürürken arkasında bıraktığı
adı konmamış bir iyilikmiş
sen gittin
ama omzuma hâlâ
ellerinin ağırlığı vurur rüzgârlarda
ve ben
her sabah içimde bir kelime gibi büyüyen
o sessiz adamı hatırlarım:
adına baba dediğim
ama aslında
ilk öğretmenim, ilk sığınağım,
ilk şiirimmiş.
Şahin Cınar
Kayıt Tarihi : 7.5.2022 09:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hayırlı sınavlar.
TÜM YORUMLAR (1)