Yıl dokuzyüz kırkdört ekim ayında
Dünya’ya bir adım, atmıştı babam
Kendini bulmuştu ana koynunda
O büyük şefkati, tatmıştı babam
Ardından başladı yürüme çağı
Küçük ayakların, çözüldü bağı
Dereleri geçti, tırmandı dağı
Çileli yolları tutmuştu babam
Gurbet’e başladı onbir yaşında
Ne zorluklar çekti yolun başında
Döndü memlekete yılın kışında
Cebine üç kuruş katmıştı babam
Dedem ağaçlardan, yapardı kürek
Dünyanın serveti, neyine gerek
İkisinde de var, yumuşak yürek
Babasını taklit etmişti babam
O zaman açlık var, herkes fukara
Geçinmek mesele, lazımdı para
Evvelden yazıldı, çıkmıştı kura
Almanya’ya böyle gitmişti babam
Karşıladı onu, abi’si Ahmet
Başlangıç zor oldu, çektiler zahmet
İlk eşine geldi, Allah’tan rahmet
Hayatı karardı, bitmişti babam
Balıkçılık işi hep kafasında
Almanya’da gördü ilk defasında
Hayatının en zor bu safhasında
Derin hayallere batmıştı babam
Dönecek köyüne vermişti karar
Cevapsız sorular, aklını yorar
Geri dönüşü yok etsede zarar
Kendini ileri, itmişti babam
Duyan karşı çıktı, büküldü beli
Bağlandı yolları, ayağı eli
Dışlandı toplumdan, dediler deli
Büyük bir belaya çatmıştı babam
Kazma küreklerle açtılar yeri
İnançlı yürekler, görür zaferi
Yaradan lütfetti, geldi müşteri
Balığı pişirip, satmıştı babam
Çocuk parkı yaptık, tapulu yerde
Mahkeme açıldı, düştük bir derde
Tarör ayrı bir dert, üstüne bir de
Beş ay cezaevi yatmıştı babam
İnani babanı unutma sakın
Kadrini bilesin, olasın yakın
Şu koca dünya’ya sığmadı lakin
Doğduğu toprağa yetmişti babam
Kayıt Tarihi : 26.9.2018 13:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!