Seni aramızdan zamansız aldı zalim kara toprak
Yatağın bomboş, kokuna hasret bu avare çaylak
Yüreğimde tarifi imkansız o dayanılmaz sancıların
Dinmiyor bir türlü kulaklarım da çığlıkların babaanne...
Sen; bir ömür boyu yatağa mahkum olacak kadın mıydın?
Karanlığı severdin, sen hep hava karardığın da ağlardın
Hiçbir ilaç merhem olmadı kanayan yaralarına
Bir hayal, bir hevesti senin için kalkıp yürümek
Elin ayağın tutmuyordu, derman yoktu dizlerinde
Ormanın o güzelim yeşilliğin de yürüyemedin dilediğince
Çıkmak istedin de çıkamadın bir türlü karşıda ki tepeye
İstediğin gibi gezip dolaşamadın bu caddelerde
Gönlünce bir çay içemedin akşam serinliğinde
Gezip dolaşmanın özlemi tütüyordu buram buram gözlerin de
Her şeyin buruk bir tadı vardı dile gelmeyen sözlerinde
Eskisi gibi tarla biçmeni, hayvanları otlatmanı istedim
Ne bir daha tarla biçtin ne de hayvanları otlattın babaanne...
Her yanın binbir türlü acılar içindeyken
Yine de bir umut vardı zavallı kocaman yüreğinde
Sönmeyen, sönmek bilmeyen bir ışık vardı gözbebeklerinde
Hiçbir zaman yenilmedin, umudunu yitirmedin babaanne...
Dolaşmanı istedim bu kahrolası dünyayı diyar diyar
Yanaşmadığın liman, geçmediğin sokak kalmasın istedim
Ne limana yanaştın ne de bu sokaktan bir kez olsun geçtin
Saçların beyazlamış, yüzün de yılların derin çizgileri olsa bile
Elin ayağın tutmasa bile sen yine de güzeldin babaanne...
Bir kez olsun koluma takıp gezdiremedim seni
İstedim ki sende ayakların üzerinde destek almadan dur
Yürü benim gibi, yürü yürümeye başlayan çoçuklar gibi
Ne ayakta durdun, ne de yürüdün babaanne...
Hatırlıyorum da; ilk maaşımla sana ilaç almıştım
Çok sevinmiştin bir o kadar da şaşırmıştın
Şimdi yoksun, ben o ilaçtan her ay yine alıyorum babaanne...
Hatırlıyorum da; her akşam işten eve dönmemi beklerdin
Biraz geç kalsam camdan yolumu gözlerdin
Beni görünce dünyalar senin olurdu, sevinirdin çoçuklar gibi
Unuturdun bir an o dayanılmaz sancılarını
Okumamı çok isterdin, diplamamı ilk sen görmek istedin
Sana söz vermiştim ilk sen görecektin diplomamı
Diplomayı alıp eve geldiğimde sen yoktun babaanne...
Senden sonra da okumadım, çalışmaya başladım
Sözümde durdum kimseye göstermedim diplomayı babaanne...
En büyük hazine, insanın o küçük yüreğinde derdin
En büyük zafer, insanın kendi kendini yenmesinde derdin
Bu yüzden yıllarca verdiğin savaşta yenilmedin babaanne...
Kimsenin ruhu duymadan, sessiz sedasız çekip gittin
Bir veda bile etmedin, bir elveda bile demedin babaanne...
Duymadın çığlıklarımı, görmedin yüreğimde ki yangını
Seni çok özledim, beni yalnız bıraktın babaanne...
Bir çiçek gibi her bahar yeniden yeşereceksin yüreğimde
Her zaman senin için bir damla gözyaşı olacak gözbebeklerimde
Oralar da kendine iyi bak, gözün arka da kalmasın
Aklın biz de, aklın buralar da olmasın babaanne...
Sana söz veriyorum babaanne...
Akşam serinliğinde bir yudum çayı senin için içeçeğim
Çıkamadığın o tepeye senin heykeli dikeceğim
Senin yerine hayvanları otlatıp, tarla biçeceğim
Geçemediğin bu sokaktan kadere inat binlerce kez geçeceğim
Yanaşamadığın limanlara kendimi sonsuza dek demirleyeceğim
Okuyup büyük adam olamadım ama hiç pes etmeyeceğim
Seni çok özledim sende bu karakızı özledin mi babaanne...
Hani her gidişin bir dönüşü vardı
Şimdi sen dönüşü olmayan bir yerdesin
Dönmeyeceğini bile bile yine de bekleyeceğim seni babaanne...
Bekle beni babaanne ne olursa olsun bekle
Az kaldı yanına geleceğim babaanne...
Bir gün ansızın haber vermeden geleceğim
Haberin olmayacak gelişimden babaanne...
Unutmadım, unutamadım, unutmayacağım seni babaanne...
'Ölürsem gözlerim açık giderim' demiştin.
Neden gözlerin açık gittin neden babaanne...
(08.06.1996 Cumartesi, İstanbul)
Tülay SustamKayıt Tarihi : 14.5.2003 18:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sen de babaanne olursun İnşaAllah,o zaman bir şiir daha yazarsın...bel ki...yaşanmış olur....
Tebrikler kalemine..çok farklı bir şiriini okudum duygu yüklüydü...Babaannene Allah(c.c) rahmt eylesin.Mekanı cennet olsun.
Sevgi ve saygılarımla.
TÜM YORUMLAR (2)