Baba Ocağı Şiiri - Yorumlar

Yüksel Önaçan
146

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Büyük şehirleri birbirine bağlayan yolun üzerindeki ilçedeki caddedeydi baba ocağım. Hoş; şimdi de aynı yerde ya…

Gaz lâmbaları, gramofon, akülü radyolar, odun sobaları; samanlığı, içinde bir tek inek bulunan ahırıyla, beşyüz metrekare bahçeye sırtını dayamış toprak damlı kerpiç evin barındırdığı merkeziyet teşkil ettiği baba ocağı. ‘Hayat’ denilen, kışın çamaşır yıkamak, her zaman saç üzerinde yufka, katmer yapmak için kullanılan bir sundurma avlunun bir köşesinde. Odun kaçakçılarının ormancının takibinden kolay kurtulması için yapılmış geniş vorda kapı. Alelacele indirilip kıyılan meşe gövdeleri. ‘Çat kapı’ misafirler. Gemici feneri eşliğinde gece misafirlikleri; tatlı uykular.

Cadde boyu akasya ağaçları. Akasya ağaçlarının gölgesinde akşam yemeği için bulgur ayıklayan, işleme işleyen, kış için yün eğiren, çorap, kazak ören, çeneleri bir türlü durmayan, o gece ana-babalarının çimip-çimmediğini biz oyun oynamakta olan çocukları çağırıp soran yaşlı, genç kadınlar ve onlara kulak misafiri olan genç kızlar.

Gözlerden ırak, ev sahibesinin olmadığı bir avluda biz dört-beş yaşlarındaki bozulmadıklar, ‘pırtıcılık’* la başlayıp bakkalcılık, doktorculuk, evcilikle devam eden oyunlarla birlikte cinselliğimizi tanıma teşebbüslerimiz…

Tamamını Oku
  • Ayşe Zeren
    Ayşe Zeren 19.06.2010 - 17:14

    İçim kan ağlayarak,göz yaşları içinde okudum yazınızı,baştan sonahüzünlü bir öykü okur gibi soluksuz okudum... Baba ocağı...Ah baba ocağı...Varmı baba ocağı gibisi.Yıllar geçtikçe,anne baba olup yaş kemale erinceanlayabiliyoruz bazı değerlerin kıymetini ne yazıkk ki.Kutlarım .Tam puanım ve saygılarımla

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta