B-ıraktığın Yerden Alıyorum

B-IRAKTIĞIN YERDEN ALIYORUM...
açtım sana kapadığım parantezimi
Yaşanmamışlık parantezindeydin, özlemin tel örgülü setlerine pamuksu gelişlerin sürtündü... yumak yumak birikti oracıkta...
Parantez içlerinde tüm içlenişlerimi alıyorum.Eş anlamlı sevmelerimizden sana ayna üretiyor kalakalış…
Komşu tırnaklarda çoğalıyor hayatlar. Ve aşkla şakalaşan kırmızı noktalar.Kırmızı hesaplar arasına K-esişen parantezlerde 'şenlikli' bir türküye dönüşüyor paydasız paylaşmaklar..
Anlamsız oynaşılarda anlam içre anlamlar çıkıyor Nice kavurgan tümcelerimden…
Ha bir de diyorum ham sitemlerim var arpa boyu yol alamadığım sensizlik yokuşlarda.
Şöyle bir gerçek salatası olsan, bir bahar günü yesem seni usumun balkonlarında.
Şimdi mi sipariş edilmiş baş başaları özetleyen hayallerime bir sen çarptı. Tutuksuz yargılanıyorum tutkularında…Alın beni içeri alın.Kalbini çaldım onun.Alın Yusuf’un yanına… Ki o Züleyha ise gelir bulur ve affeder.
Şimdilik susmalarımın kurnası bozuldu,çarpılıyorum sürekli sana.Sensizliği göremedim kusura bakma kırmızı ışıklar ben aşkın yeşilinde durmadım.
Fiil bozulma fiilimsilerin çekimlenmeyişi kadar karışık hücreler taşıyor sevdam.
Edebi bir olaya karışan ve sözcelerden tutuklanan kalem sızısıyım.Yarın benimle aşka gelecek bir neslin aynalarını düzenliyorum.Beni okuyan sevecek gerçek aşklar bende sözlenecek ve sıralanacak tümcelerimde.Okuyan sevecek ve çoğalacak her güzelliğe.
Bu yüzden hiç tutuklanmayan bir güzelin güz mevsiminde mevsim salatası yemek istiyorum.
Benim gibi tadı tuzu olmayan; herkes de farklı bir tad bırakan karışımın karışık hali olmayı özetlemek istiyorum.
Ha arada tanışalım ben yalnızlığın son gazisi.Beni vurdular,yüzlerce şiir yazdığım güzel diyemeyeceğim birisinin insafsız kalbinde…Yaralıyım,gözlerimde ışıksız Leyla’lar yanıp söner.Ahular hu eder yüreğimde.Ölen bir kumrunun postu üstünde namaz kılarım.Dua ederim Ya Rab! Beni sensiz bırakma… Ya Rab! Beni onsuz bırakma,ondan hep seni görüyorum.

Ha sizin adınız pardon neydi,hangi neyle coşarsın benden uzak kaldığında…
Siz bir de mutluluk ister misiniz? Beni muammalardan muammana taşıyan ruhumda mumyalanmış güzel..
Şimdi mi sipariş verelim, aşka, yaşanmışlığa, pişmanlığa, güftelenmiş kederlere…
Yoksa dokunmayı bekleyelim ki ten önce okusun türküsünü nakaratlarda dans et bensizliğimle.
Tüm ağlarda sustur ulandım yazıklara, acının tatlarına kafiyelendim.Sonum hep aynı ve de arama benden redifler.Artığım yok,artık yokum heceli aşklarda,aruzlu sözcelerimde arzulu hallerim açık ve kapalı özetlenir.Bir med –cizir çiz yetmezse medlerini uzat saçlarının yerine.
_eksilendim...
Dil iğnesiyle dikildi yarimin yaraları.
Can damarlarımdan ab-ı hayatın susamışlığı akar.Varmalısın bana. Sularım sağır zevkine. Yaşam-posasıydı artık düşlerimden atılan gidişler..
Eeey hayat... ey sen. Ey didişen giden.
Daya tukularını dudaklarıma..Ki ben öpücük dervişi.Ermiş sulu supken öpüşlerimizden
Tekrar c_aan suyuma kavuşuncaya değin.
İçmeliyim içmeliyim.. Memeli arzular beni atmasın gayyalarına..
'Şimdi kimsesizlik ' dedi ve sessizliğe gömdü şirinliğin.
oysa 'aşk dolusu' konuşmak istiyordun.

Kaygısızca,hislerimin servetine kondun.Bir çekiliş günüydü gelmelerinin.
Şans o ya seni çektim ben çıktım …
Her bir sevmenin dil_inde yaralar açması,gönlüne sözlük olsun.Benim tanımı ara aşk arası gerçek aşklarda.
Sezişler ben de bir savlama doğurur.Her atasözü kadar katarlanırsın anlamlarımdan.
Elinden biberonu alınmış aç bir çocuk kadar şimdi bangır bangır ağlıyorsan bil ki o aşktır gülüm
Gamlı gamlı esen aşk yelleri kadar sakinim sana karşı...
Susarak seni özlüyorum,tam soğuk bir anımdayım ısıtmanı ısmar eyledim bekliyorum