Bindokuzyüz otuzbirin sonunda
Aralık ayının hem de onunda
Amasya ilinin Merzifon'unda
Fikri sorulmadan dünyaya geldi
Tahsili,kültürü kısırmı kısır
Yediği mısırdır,yattığı hasır
Şiirle avundu tam yarım asır
Okuduğu hep hamamda gazeldi
Otuzyedi yıl Ankara mekan
Ticaret yapardı kapandı dükkan
Kitap bastırmaya zor buldu imkan
İsmini duyurmak hayli güzeldi
Kimini övdü, kimisini haşladı
Bağdan üzüm çaldı, armut taşladı
Yaşlanınca illallaha'a başladı
Hem fodul hem dahi kafası keldi
Ne har ...
Üzerinden geç, adımla
Ayak turabın olayım
Aşkımı içme, yudumla
Eski şarabın olayım
Yanıma otur aşık'ca
Sevgili Bedirhan Gökçe'ye
Bir yabani gül iken ''ezme''yle adlandırdılar
Sevgiden iksir katıp hem haz'zı katlandırdılar
Al yanaklı tazeler türküyle tatlandırdılar
Afiyetle çal kaşık, sen Azmi'nin mihmanısın
Gönül, senden nasıl sevgi dilesin
Dışın başka türlü, öz başka türlü
Kalbi yakan, dayanılmaz çilesin
Kaşın başka türlü, göz başka türlü
Yıllarca umutsuz aşk'a ağladım
Bülbül güle konuşmuş, dikeninden yaralanmış
Gül, bülbüle cevretti diye har'ına küsmüş
Bir bir bu şikayet sıralanmış,sıralanmış
Geç açtı diye bağıban ezharına küsmüş
Zannetme bu alem yakışıksız ve düzensiz
Gel diyerek çağırırken gözlerin
Gelme diye çatılıyor kaşların
Gönül yıkar; sitem bütün sözlerin
Yüzün güler, akar gözde yaşaların
Anlaşılmaz, hangisidir yalancı
Gonca güllerden, laleden
Vefa umup, hayal eden
Aşkın, seni deli gönül
mecnunlara misal eden
Bir vefalı seçemedin
Bir tatlı tebessümle gülüp gamzeni göster
Yadınla dolan gönlüme bir taze nefes ver
Mecnun'a dönüp, çölleri sahraları aştım
Aşkınla tükendim güzelim,gel bana ses ver!
Hülyalı, gözün, tatlı sözün hatıralardı
İster, kalpte yaşa, ister gönl'e dol
İster, yaşlar akıt, ister saçın yol
İster, benim gibi tümden deli ol
Veya, yarı deli yaşa istersen
Kalbin öyle katı, benziyor taş'a
Sevgi,çiçeğe benzer
Solarsa destelenemez
Sevenler, koşar gelir
Sevmezse üstelemez...
Gönül, kırılmış sana
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!