Gönül hüzn eline açar yelkeni
Elem çeşit çeşit, gam türlü türlü
Kader, meyhaneye serer peykeni
Kadeh, çeşit çeşit, cam türlü türlü
Dudakta, yıllanmış şarap mısın sen
Neden inlettin onu, düştü de gönlüm eline
Severek yalvarışım benzedi hicran yeline
Beni mecnun'a eş ettin, çöle saldın güzelim
Azıcık merhametin yok mu senin hiç delin'e?
Gülüver, nazla açan goncayı soldurma yeter,
Güzelliğin nasıl bilsin
Visaline eremeyenler?
Aşk pazarından çekilsin
Hep alanlar, vermeyenler!
Bahçe görse, tarla sanır
Hercai şair
Yaz aşka dair
Sevmekte mahir
Aşık mısın sen?
Gözler kömürden
Bir ömür bitti de, hala gam'ı sevda sanıyor
Bu gönül, sevdi güzel gözlerini kıskanıyor
Ne hazin şarkı sesin, sen kara sevda mı nesin?
Seni anmakla geçer gün, nice bülbül yanıyor
Sevanin kalbi perişan, gözü hep yolda güzel
Dudağı bal, dilin hurma
Salınıp karşımda durma
Lüle saçın burma burma
Yeşil gözlerin; çağladır
Diken benim,gül ellerin
İstiyorsan ol ellerin...
Baharda açan güller gibisin
Gönlü serinleten yeller gibisin
Seviyorsan neden eller gibisin
Vefa yoksunusun, bildin mi güzel
Sevgim coşuyorken sellercesine
Bağrımı, hep nar'a yaktın
Erciyes'ten kar mı verdin
Gönlümü, öksüz bıraktın
Halden anlar yar mı verdin
Kalbi,aşk'la sarhoş ettin
Etrafımı saran sis,
Ya da bulut mu desem
Deli gönlüme aşk'ı
artık unut mu desem?
İçindeki hevesti
Gönlümde, duydum aşkını
Dil hasta, sevda şaşkını
Bent ol da, durdur taşkını
Çoştukça çağlar, çağlarım
Ahu bakışlım, ceylanım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!