Ah herkes susarken
Havarisiz kaldı aksâda aşk
Biraz yorgun
Biraz da korkaktılar
Hıçkırıklı bir âmin gerek yeni tarihine sevdanın
Harap düşüp arafta yandılar
Evrenin karanlığına bir borcun var
Unutma
Bir gün var sayacaklar güneşi
Yıldızları ve ay’ı
Onlar da rahat bir nefes alacaklar
Ah o polen bakışlarından sürgün yenilen
Yoksul bekleyişlerin baharına cemresi bir türlü düşmeyen
Mevsimler sevimsiz
Isırganımsı öpücüklerle geliyorlar
Şu Leylâ’nın yörüngesinde
Mecnun turunu tamamladı
Aşk tutuldu
İzin yok sevmeye!
"Eskidendi
Ama çok eskiden"
Gülüşleri yaratılış beyazı
Ay yüzlü peygamber
Kendi zindanından yayılan dumanlarla
Tebessüm ederek taşlara
Bir aziz gelincik çiçeği gibi açıvermişti saraylara
Zaman öyle değil!
Var ettiğimiz vuslatlar yok şimdi
Dikenler sultan
Güller sevimsiz
Kırmızısı ısıtmıyor
Fitilini tutuşmuyor kalplerin
Sarılırsın üstündeki ışığa düşman geceye
Bu sevda denizinde boğulmak bir tercih değil
Nasırlı kıyılarda dalgalar perişan şimdi
Ey gönül dergâhına afetler salan
Hangi çığlığın meâli
Hangi isyânın farz-ı muhâli yorumlansın da
Derdini sana anlatsın
Can çırpınıyor çilesiyle bir köle gibi
Ferman sevimsiz
Utangaç dudağından kaç şafak ısmarladılar
Sırtında zemheri taşıyan yalan yıllara
Tellere darılan soluğuyla
Özgürlüğü sabrıyla selamladılar
Yıkıldı kale’m
Gam dehlizinde başıboş gezen düşüncelere ağıt yakan
Ne içimi yakan rüzgâra aldırıyorum
Ne de yaza
Ah benim aynalarda soluksuz savaşım
Bak
Seferberliğini ilan ediyor gökte bulutlar
Hükmünde ismim sıcak
Birazdan kurşunlarını yağdıracak
Hayatla ölüm arası kaç nefeslik menzilmiş
Bir gün anlatacaklar
Ey duvardan duvara anılar yıkan
Sana özlemin son molasıdır bu
İsâ niyetine
Canımı çarmıha yazdılar
Ne zor bir kavram
Ne zor bir cendereymiş unutulmak
Üşüyerek kaderden korkan
Vakti geldiğinde üzünçle sönen mum aleviymiş
Ölümü takdir edilen hicran
Kayıt Tarihi : 8.6.2021 17:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

daha şiire gömülmeden içini sarıyor hüzün özlem ve dahi ayrılık acısı
nasıl zordur insanın yüreğinin küllerini avuçlarında taşıması
nasıl bir kordur o ki külleri bile yakıp kavuruverir
vuslatı bekleyenin unutulma sancısı
göğün de içinin de umut mavisini nasılda boyayıverir siyaha
kavuşmakla ayrılık arası geçen ömründe kaç kez ölüp dirilebilir ki insan
kaç acılı geceleri şafağa asar yalnızlığının deminde
yine de o kadar kolay değil vazgeçmek sevdadan ayrılık ertesi yıllarda düş'e düşer yürek ta ki bitti diyene dek
Okumak yeniden nefeslenmek demini her daim almış dizelerde
Tebrikler Sayın Boran
Sevgi ve saygımla
15:45Yine etkili ve çok kapsamlı, çok değerli bir yorumdu sayfamızı onore eden..Onyüzbinmilyonkere teşekkür ederim Yasemin hanım.Eksik olmayın hiç.Sevgi ve saygılarımla daima..
Içimizdeki bahçe gün batımlarının ardındaki doğumu beklerken
Mavinin en kasvetlisi vuslata eremeyen sabahlara görünüyor
Dil uyuşsa da kelimelerin çığlığı kati
Hüzne batınca harfler kalem neylesin diyesim geldi sevgili Boran
Içindeki ezgin sesini işlemişsin mısra mısra
Ayzere de ruhun fısıltılarına şahitlik etmiş adeta teslim alıncaya kadar şairi devam etmis kuşatma
Ve şiir için sabah vakti
Okumak hep güzel kalemini
Tebrigim,takdirim ve selamlarımla şairim
20:43
Şiirin kapısını aralatan müthiş bir yürek hissiyatı idi şu yukarıdaki yorum.Zerafet ve nekazetle dolu, tahayyül gücünün ne kadar yüksek olduğunun bir nişanesi..
Çok teşekkür ederim sevgili Berg Riz
eksik olmayın hiç.
Bilmukabele selam ile, saygı ile.
şiir ne güzelsin
Tebrikler Sayın Boran
Saygıyla ..
.
.
Çok teşekkür ederim güzel yorumunuz için sayın Tekin.
Bilmukabele saygı ile,
esenlik dileklerimle.
TÜM YORUMLAR (3)