Yine gönül coşup aşk ile doldu
Elini gögsüne bağlama dedim
Herşeyin bir yeri zamanı gelir
Bulanık su olup çağlama dedim
İyi kötü gelip geçer bu hayat
Haklıyla haksızı ettinmi eş
Sevdaya olmadınmı güneş
İnanmadın yakmaz dedin beni ateş
Dine gel imana gel ol Hakka gel
Gider dilinle bir can yakarsın
Saki o ne şaraptı öyle
Beni benden alıp götürdün
Verdin sevdayı aldın canımı
Zehir zakkummu içirdin
Dedin önce zehir
Ben gönül evinden aldım yarayı
Mevlayı seversen dokunma bana
Harabeye döndü aşkın sarayı
Mevlayı seversen dokunma bana
Kendi derdim ile kaldım başbaşa
Ey sevgili hasetçilere kaptırma eteğini
Bakarsın ansızın mutsuz ederler seni
Baki sanma sendeki can elbisesini
Durma çek beni dara güzel
Elbet tortu gibi aşağıda kalır hüzün
Nede güzel çizmiş seni kudret kalemi
Gel-görki kötüymüş şu kulun kaderi
Rabbim hep bana vermiş elemle kederi
Yiğitsen gel paylaşalım hakikat meydanında
Çöllerdeki kum kadar günahın yar
Deniz yürekte umman gibi ama kıyısı yok
Kalbimde koca bir saray fakat çatısı yok
Güneş olmuş yakarım ama ışığım yok
Kul olupta dert çekmeden olurmu hiç
Her yürüşünde bir kıvılcım saçıyorsun
Mecnun gibi kaldım dağlar başında
Derdimi söylesem taşlar dinlemez
Gökyüzünde katar tutmuş turnalar
Bulutlar yıldızlar kuşlar dinlemez
Her ne yana gitsem bir savaş gelir
Hep yaşadım hasret rüzgarlarıyla mevsim güzü
Sen yerine duvarla konuştum,ama yoktu sözü
Nice geceler gözyaşımla inlettim yeri gögü
Adım Mihriban, özüm mihman efendi
O yar dağıttı gitti kovandaki arıyı, peteği
Hayat santrancını bırakıp, sevda oyununa düştük
Sonunda zalim feleğin çemberinden geçtik
Kolayları olanı bir bir eleyip en zorunu seçtik
Ama bir türlü murada eriş sanatını bilemedik
Gözle görülen ateş benim neyime
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!