içimdeki hicran yarasını
Yoktur teselli eden
Geldim gidiyorum dünyadan
Saadet nedir bilmeden.
Aşk şarabını sevgili dudağından
Bir hazan yaprağı misali
Gönlü garip bir insanım
Hiç gülmedi yüzüm
Talihin cilvesine kurbanım.
Reva görmemiş Rabbim
Neyleyim serveti samanı
Olmayınca yârin imanı
Arzum her sabahı yanında etmek
Seni Allah bana can yoldaşı verdi
Eğer olmasan sen, çekemem bunca derdi
Ruhuma neşe verir beni eylersin
Perişan gönlümü avutur, yuvamı süslersin.
Kime baksam, kimi dinlesem
Bin dert ile sızlar ağlar
Kiminin ruhunu ana hasreti
Kiminin kalbini aşk ateşi dağlar.
İçi ızdırapla yanan
Talihin önünde kuru yaprak misali
Sürüklenirim yıllardır gittiğim yeri bilmeden
Dağ bayır demem, tıpkı mecnun timsali
Bu yolculuk nereye varır demeden.
Güllük gülistanlıktır belki aradığım
Semadaki yıldızlar kadar aşkım sonsuz
Emin olun bir dakika yaşayamam onsuz
Vadiler bana zindan, ovalar kafes gibi dardı
Gece mehtapta dolaşırdım yanımda hayali vardı.
İlham alırım şiirimi yazmak için çehresinden
Akşam oldu, karanlık
Gölgeler indi suya
Daldım derinlere
Gurbeti içimde duya duya.
Ruhum geceler gibi
Seyre daldım gurubun güzelliğini
Bu haşmet unutturur insana benliğini
Saatlerce hatıralara dalarım
Öylece bir müddet sessiz kalırım.
O anda başkasını düşünürüm zannetme
Sevmiştim yıllarca çılgın gibi seni
Niye hain acımadan terkettin beni
Bu yaralı kalbi senmi yarattın
Bir paçavra gibi onu niçin fırlattın.
Kalbim artık her zaman öksüz kalacak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!