Ayrılıklar Yaşamımıza Zamansız Girecekti 8

Mustafa Yılmaz 4
765

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Ayrılıklar Yaşamımıza Zamansız Girecekti 8

Değerimizi bilmeyenlerdi asıl değer verdiklerimizdi. Yaşamımı düşler içinde yaşam zannederken, ardındaki gizli düşlerdi yaşamdaki bedensel sıkıntı sebeplerine en çok katkıda bulunan, oysa yaşamımı adadığımdı sevgi adına var olmaya çalıştığım…

Geçmiyor artık bu öfkeli yaşam zamanlarını içine pişmanlıklar sığınca, var olan iç huzur parçalanırken, “en çok sevmiştim” cümlesineydi asıl öfke yığılmalarına sebep olan düşünceler seli…

Unutulabilecek bir şarkının sözlerinin arasındaydı adının anlamı... Her an tekrarlanacak bir heceydi birçok kelimenin içinde olan...
Veya mutluluk vaat ederdi anlamı belki de ömre yayılacak gibi bir istek uyandırırdı bir başka hecesi...

Çoğu zaman yaşamı zorlayacakmış gibi bir his uyandırırdı adının anlamı...
Ardından anlamı değişirdi ismi tamlayınca içimden umutsuzca fırtınalar oluşurdu sanki içine öfkeyi alır almaz...

Ne kadar çok sever, bir o kadar da sevilirdin, oysa gözlerindeki anlamı fark edince...

Bugün yaşam zorlanıyorsa eğer o kadar öfke yığılması oluşuyor ki adının heceleri bir yana, isminin tümü çaresizlik yaratıyor adını düşlenince...
Artık sevgi kelimelerini taşımaktan uzaklaşmış bedenimi taşımak bile zorluyor hem beni hem düşlerimdeki anı kareleriyle...

Koskoca Eylül geçti gitti içinde taşıdığı tüm anılara rağmen ağırlaşan söylenişi bile artık bel büküyor ve bir korku yapışıyor öfkenin merkezine sadece acınılası bedenimi taşımaya dahi zorlanıyorum...

Son zamanlarda sessiz yürüyüşlerimin gecenin dağınık düşünceleri arasındayken mırıldanırdım bu cümlemi ve bugüne hep gizli tuttum “akşam olunca ağırlaşır düşüncelerim” derken, ardı arkasına kaç kez tekrarlardım hâlâ sayılamadı.
Ve bu cümleyi tekrarlamaya devam ettikçe, bedenim bana ağır geliyordu ki garip bir göz ıslanması ardından aniden duraksayıp, elektrik direğinde yanan ışığın etrafında doluşarak uçuşan ne varsa onlara bakmaya dalardı düşüncelerim...

Neden ki baş döndürücü düşünceler hırpalıyor beni ki sebepsiz bir çırpınışa benziyor sanki.

Nereye ve niçin ait olmak istediğimiz yerde nefes almak çabasındayım...
Belki de yaşama borçlanıp duruyordum düşüncelerin varlık gösterdiği bu yaşam kulvarı mıydı düşlediğim birçok şeyi kendimden dışladığım için mi yaşadığım çok şey miydi içimdeki mutsuzluk duygularının varlığının çoğalış veya geçmişte var olan iç huzurunun eksilmesine sebep olan mıydı sevgi adına boşluğa düşüşüm?

“Ben seni gerçekten sevdim” diyene karşı duyduğum yetiksiz duygular mıydı beni yaşamın içinde soğuk nefesler alma sebebim?

“Ben seni gerçekten çok sevdim” cümlesinin içinin birileri tarafından oyulması veya boşluğa terk edilmiş bir yalan ifade oluşumuydu beni boşluğa düşürme hayal kırıklığına düşmüş olmam...

Yıllara sarkan bu bedel ödemesi ruhum oldukça yıpranmış olmasıdır belki de kendime güveni azaltma sebebim. Gerçek sevginin yorgunluğunu yıllar süren zamana yayılması beni oldukça pişmanlık duygularının yoğunluğuydu belki de geçen zamanın pişmanlığına düşmüş olmam...

Evet gerçekten sevmiş olmak ve bu duyguların içinde var olmam ise oldukça ruhsal yapımı dağıtmış oluyordu...

Belki de göstermelik sevgilerin içinde var olamayışımdı bu yıllara uzayan dar nefeslerle yaşamımı zorlaştırmış olmamdı belki de zamana küskünlüğüm?

Sevmekle seviyorum demenin arasındaki uzun bir boşluk gibidir bu şartlarla nefes almam.

Uzun zamandır bu zorluğun neye benzediğini karanlıktan korkmuş gibi yaşam şartlarına bağlamış oldum sanırım?

Sanmıştık ki aynı gökyüzünde tek kişiyiz biz, ardından güneş doğsa da biz uykuyu hatırlayamamıştık, sonra geceler olur biz yarı uyanık yaşarız, kendime küskün, sonra bir gün doğumunda koptu yüreğimden bir şeyler, sen gitmiştin dönmemek üzere işte o andan sonra hep karanlıktı içim ki gelsen de yoktum artık o bulvarda...

Geceydi, sabaha çok yakındı zaman, birden uzaklar düştü içimdeki kararmış ışıklara, yalnızlığın garip bir zamansızlığıydı bu geçmişe dönük anılarla, rüzgar esiyordu kıraç gecenin sonuna doğru oysa içimde yangınlar coşmuştu sen yoktun...

Zaman tarifsizliğin yelkovanında idi, bense uzaklarda yaşarmış gibi karanlığın dibindeydim, sen yoktun, sadece gözlerin düşmüştü pencereme ben an sonrasındaki yalnızlığımı yaşıyordum...

Yaşamımda hayallerimden de öne çıkan tek gerçek vardı “senin nefesini hissetmem” idi... Çünkü onlar seni sevmelerim, kendi kendime söylediğim kadarıyla yaşama savaşı verirken sana ise “neredesin” demek de çok geçti artık.
Söylenen cümlelerin içinde de bu yüzden yok...

Senin varlığının delili idiler, ondan sonrası ki zaten yaşamımda kaybolup gittiler...

Kaybettiklerim vardı, onları düşününce kendimden vazgeçerim zannederdim. Yaşamın içindeki karelerdi gerçekten yaşadığım, bir de gerçekliğine inanmadığım sadece önemsediğim vardı.

Mustafa Yılmaz 4
Kayıt Tarihi : 26.12.2019 16:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Koskoca Eylül geçti gitti içinde taşıdığı tüm anılara rağmen ağırlaşan söylenişi bile artık bel büküyor ve bir korku yapışıyor öfkenin merkezine sadece acınılası bedenimi taşımaya dahi zorlanıyorum...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Yılmaz 4