Serseri, sen kendini sandığın neyse söyle,
İki bomba, bir mayın birkaç cahil leyliyle
Patırtı koparıyor, gürültü ediyorsun
Haksızlık varsa şayet, bırak adalet sorsun
Baş benim, beden benim, senin varlığın benim,
Benim varlığım sensin; ben seninle bedenim
Ben alttan alıyorum; sen anlamış değilsin
Göster gerçek yüzünü, ben gibi herkes bilsin
Parti marti üç beş laf oyunu çağaltıyorsun...
Bilmem neyim diyerek, nağara atıyorsun…
Bir o kadarda çalış, nüfus değil, iş üret
Bu ülkeyi vatan bil, biraz göster basiret
Memlekette kötü çok, bir sen mi kaldın iyi?
Bir sen mi akıllısın? ve bu millet enayi
Bak hemşerim, adam ol! İtliğin gereği yok
Sen benden de zenginsin, bu rejimin beği yok
İnşaat, afyon, esrar, dolmuş, iltica, terör
Sen bu kadar açıkgöz ve bu millet aptal, kör,
Öyle mi sanıyorsun? Bak aldanma! ... Sen kimsin? ...
Sen nesin ve necisin ve sen neye hâkimsin?
Üç beş çulsuz terörist, maşa olmuş satılmış,
Bir şey oldu sanarak, bilmem kime katılmış,
Bağırıp, çağırıyor, yakıyor, yıkıyorsun
Eline bir çul alıp; bir şey sayıklıyorsun.
Ayranı kabarmasın, bu ülkenin, bu yurdun
Şom ağızlı şerefsiz, sen kime sövüyordun?
Kürtlüğüne şüphem var; kanını tahlil ettir,
Yahudi uşaklığı, inan seni kirletir…
Dört bin yıldır Türk olan, bu ülkenin toprağı
Azizdir ve kutludur; senin gibi bayağı
Adi olanı, azdır; duysana şu ezanı,
Yahudi oyuncağı ne diyormuş Barzani
Her gün doğar bir yiğit, her gün gider bir şehit
Kaderidir bu yurdun, yalan uydur, defol git
İltica et aklınca, bir şeyler uydur; güya
İnanacak mı sandın, İngiltere, Almanya!
Bayan Miterland nerde? Fransız misyonerler!
İkisi öldü diye, size küsmüşmüş meğer…
Sanma ki Kuzey Irak, Kürtlere verilecek;
Orda bir Kürt devleti, kurulup dirilecek
Anlasana bu sonun en ilki, en başıdır
Dünyadaki savaşlar, dinlerin savaşıdır.
Yahudi varken sana, kalır derdin beteri
Hava alır, gezersin ve düşmez üçte biri…
Bu yurt, bu ülke bizim; varı yoğu her neyse,
Sarılalım bir yine, yenik düşme şer nefse…
Dil, ağız, şive bizde, din, yol, yolak ne varsa
Yetmiş milyon kardeşiz Edirne’den ta Kars’a
Bizi biz eden şeyler, saymakla bitmez doğru,
Bizden başka birisi, biz gibi yetmez doğru
Düşünsene bunca yıl, başımızdan geçenler
Seni beni, ermeni kılıcıyla biçenler
Şimdi koltuk veriyor; uyansana kör müsün?
Sen bu kadar şerefsiz, bu kadar nankör müsün?
Sözüm hak edenedir; hâşâ başka kim ola?
Kanı bozuk arsıza, yediği zıkkım ola
“Ayrı kardeş yad komşu” böyle söyler erenler
Kusurundan af dile, gel bu söze kulak ver.
Dinimiz, vatanımız al olan bayrak bizim,
Gocunma, korkma, tırsma; bu huyu kimden aldın?
Seni kim kandırdıysa, sen ona mı aldandın?
Fabrika yok, iş lazım, evet bunlar doğrudur;
İşte bunları söyle, hak vermezsem uzak dur
Konuş, yaz, dinle yaşat, dinin, dilin ne varsa
Dolaş memleket senin Adana, Konya, Bursa
Ülkeni sev ve koru, satılmak nerden çıktı?
Askere ve polise atılmak nerden çıktı?
Geleneğin, geçmişin bu ülke beşiğinde
Başka diyarlar seni, bekletir eşiğinde
Bunca din ulusu var; Kürt, Türk, Arap ne güzel
Karışık su gibiyiz, dolduğmuz kap ne güzel
Maazallah ceza verir; Yaratan bu isyana
İsyan edenler öldü; gelmeden bu vatana
Her birinin ölüsü, garip yerlerde kaldı
Onlarda bu vatana, ihanetçi çakaldı
Yengem Kürt, eniştem de, yeğenlerim çiğerim,
Komşumuzsun, kirvemsin ve verdiğim değerim
Parmağımda yüzüğüm, elimdeki kınamsın
Kardeşimsin, teyzemsin, dayım, babam, anamsın
Komutanım, bakanım, öğretmenim, patronum
Onlarsız ben eksiğim, onlarsız olmaz sonum
Sadakatle, güvenle, aşımızı yiyelim
Başka ne demeliyim? sahi ne demeliyim? …
Haksızlık, hukuksuzluk olmamalı elbette,
Hepimizin umarı, olmalı adalette…
Son pişmanlık faydasız, böyle yazar tarihler
Sürüden ayrılanı, vayla yazar tarihler.
Görüyoruz densizler, aklınca eylem yapar
Terör denen canavar, o densizi yem yapar
*
* *
Arzı Mevud denilen İsrail’in vatanı
Tevrat’ta yazıyormuş, üç nehirin dört yanı
Fırat Dicle arası, ta Erzurum iline
Yahudi’nin yurduymuş… bak İsrail feline
O hayalin ötesi ermeni diğasının
Olacakmış, diyorlar; kul musun ağasının
Sen farkında değilsin, veyahut farkındasın
Cenderenin en keskin, en ince çarkındasın…
Bunları hayal deme, uyanık ol uyuma
Vatanını bölecek, elin şerrine uyma
Bir baksana etrafa pusuda çakal, sırtlan
Gaflet uykusundasın, kendine gel bir uyan
Yok mu senin Allahın, yok mu senin vicdanın
Biraz düşünsen inan, kanın donacak kanın
Selahaddin Eyyübi,Haçlı seferlerinde
Ona hekim yollamış,fakat ikide birde
“En leziz et yemeği, Müslüman’ın etidir”
Diyen İngiliz Rişar, tarihin rivayetidir…
Bitmedi o seferler ve hatta bitmeyecek
Hayalde bitmeyecek,hayatta bitmeyecek…
Bir Arap milletini bölmedi mi on il`e
Harita çizmedi mi? O İngiliz cetvelle
Sana madalya verip, taltif mi edecekler
Sanma seni okşayıp, sonrada gidecekler
Bu kadar zevzek olup, onlara taraf olma
Bu kadar lalak olma, bu kadarda saf olma…
Elele tutuşalım, Türkiye’dir yurdumuz
Bizim olsun tasamız, bizim olsun derdimiz
Ona buna güvenme, yâd yabana inanma
Sevgi dol, akıllı ol, bu vatana vatandaş
Çalışan, üreten ol; gerisi boş arkadaş,
Sevgimi al, sevda yap, tarihi bol bol oku
Ben seni dokuyayım, sende beni al doku
Müslüman bu ülkede, dost, ahbap, yaren, eşiz
Bir bayrak gölgesinde, 70 milyon kardeşiz
İyi kötü ne varsa, paylaşıp ülüşelim,
Tasamız, sevincimiz ne varsa bölüşelim…
Kısaca diyorum ki: yapsan senindir; yorum,
Çıkışın yok yolun yok baş bu devlet diyorum..
16.11.2005
Kayıt Tarihi : 3.4.2008 13:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Başka söze ne gerek...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!