AYRILIK ŞİİRLERİ

ay farzındayım
tırnaklarımın arasına dünya birikti
kimseye koyduğum ad da yok
ve bu gece
ilçeyken il oluveriyor yalnızlığım

elinden tutup yeğeni acıyı
..

Ayrılık çanları çalsa ansızın
Elveda sevgilim diyecek misin?
Önünde diz çöksem, gitme kal desem
Bakmadan ardına gidecek misin?

Ayrı yönde akan ırmaklar gibi
Dalından uçuşan yapraklar gibi
..

Başka biri olacaksın istemesen de
Tenine başka bir ten dokunduğunda
Gövden buluştuğunda başka bir gövdeyle
Başka bir nefesle karıştğında nefesin

Başka biri olacaksın istemesen de
Gece uykunda ya da gün ortasında
..

Ne gariptir şu ayrılık günleri
Bir dosttan da, düşmandan da ayrılsan
Nedense bir tuhaf oluyor insan

Derin bir sizi giriyor içeri
Son bir defa bakarken caddelere
Dükkanlara, evlere, kahvelere
..

Aç toylar uçar
Geride yavruları
Yarım İstanbul Hacer
Yarım Almanya Ali.

Donar kalır kum çakıl betonlarda
Gelirim, biraz para, önümden çekil!
..

Ayrılık saatlerinde perişan
Öpüşmelerde uzattığımız alabildiğine
Yaşlı gözlerden kalbin derinliğine
Bakışlarındı bir ışık halinde uzanan

Tapardım o saatlerde güzelliğine
Sevgiden, mestolmuş, özlemli, hayran
..

Ne zaman ayrılık saati gelse
En vazgeçilmez yerinde yaşamın
Duysak ayak seslerini akşamın
Ve sokaklardan el ayak çekilse
Bir ürpertiyle duyarım o zaman
Seni çağıran sesi uzaklardan

..

Hayatta ve ölümde ayrıldık
Ayrıldı iki beden
Gönüllerimiz ayrıldı
Seslerimiz ayrıldı birbirinden

Ellerimiz ayrıldı
Kokularımız
..

Sadece ikimize değil
Bütün hayata üzgünüm
Fotoğraflarda
Bir gece hatırası

Öylesine yalnızım ki
Sanki yokum
..

Geçmiş zaman
Anımsanıyorsa,şimdidir;
Koparılıp atılır ya da
Bir yaprak gibi bir defterden

Koparılıp atılan
Çırpınan bir yürek olabilir,
..

Ayrılık şiiri ne kadar yalın
Sevdiğimiz aşk sözcükleri gibi
Kılıçla kesiyor bir hain nokta
Öpüşen virgüllerle akan cümleyi
..

Sevdadır,çevre yanımda
Bir nice nöbet tutmuştur
Kar yağmıştır o dağlara
Nilgün beni unutmuştur

Hüznüm o,sevincim o'ydu
Doğan günüm,gecem o'ydu
..

doğduğum yerden kopup
doyduğum yere vardım
her şeyimi unutup
yarama tütün sardım

selam benden eşe dosta
karım yorgun oğlum hasta
..

Vara vara vardım ol kara taşa
Hasret ettin beni kavim kardaşa
Sebep ne gözden akan kanlı yaşa
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm

Nice sultanları tahttan indirdi
Nicesinin gül benzini soldurdu
..

Dünyayı gezdim dolaştım
Ayrılık gibi dert olmaz
Tatlı canımdan usandım
Ayrılık gibi dert olmaz

Kaçan döndüm yâre baktım
Çözümden kanlı yaş döktüm
..

Uğrum sıra giden Boz Atlı Hızır
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Şu iki aleme olmuşsun nazır
Ayrılık derdinin dermanı nedir

Sığanmıştır ağca kolda bilekler
Hak katında kabul olsun dilekler
..

yüzün eski bir türkü
sevdalım, yarim
biliyorum gideceksin
elden ne gelir
gideceksin
resimlerini, mektuplarını
hatıralarımızı
..

Ev soğuk
Mutfak ile kırgınız
Misafir odasına gelen giden yok
Çocuklar zıplamıyor koltuklarda
Belki de bize inat
Şimdi kan ağlıyor gibiler..

..

o gün sen gittikten sonra ben çok ağladım.
içsem olmazdı, kötü sarhoş olacaktım,
yatmaya kalksam boşuna, uyuyamazdım.
yapacağım tek şey kalmıştı geride,
çaresizliğimin yangınımı söndürmek için
sen gidince ağlamaktı, onu yaptım.
o gün o kadar ağladım da nereye saklandı
..

Zaman ayrılığı çeyrek geçiyordu.
Ayrılık akıyordu gözlerimizden.
Kuşlar ayrılık ötüyordu.
Kız anadan, gece gündüzden, evlat anadan ayrılıyordu.

Sazın her teli ayrılık sesi veriyordu.
Tüm yemekler ayrılık kokuyordu.
..