'Ey benim yaban güvercinim;
Ayrılık dağıma küskünlüğün,
Dallarımdan nicedir ayrılığın
Bitmedimi hala, neredesin! ..'
Sorular sorarsın durmadan. İçindeki yumakları karamsarlık dağlarıma dolarsın. Günlerdir bomboş içim. Günlerdir, fırtınalar esmiyor dağlarımda. Dingin ruhumun bozkırlarında nicedir yoksun. Nicedir, buz kesmiş, sarkıtlar ağmış sığındığım kuytularda yalnızlığımın buğulanan nefeslerinde bir başıma yaşıyorum.
Sen aramayınca, sen beni sormayınca küskünlüğümün ilmek başlarında sıkıyorum yumruğumu. Hasretin memesine yapışmışlığım bitmiyor, dinmiyor içimin harman bozumları. Ateşe sardığım gecelerde, ağlayışlarımın öksüz suretlerini önüme yığıp, anıların yaman koynunda felekle sohbete duruyorum. Yokluğunun sivri dikenleri acıtırken canımı, gün batımlarına düşürdüğüm ellerinin boz bulanık sularında sensizliği kan kızılı akşamlara soruyorum.
Ah çekip de arkam sıra ağlar var
Bakarım bakarım sılam görünmez
Aramızda yıkılası dağlar var
Coşkun sular gibi akıp durulma