AYRILIK AĞITI
hangi aynaya dokunsam
sivri bıçaklar
kaldır üzerimdeki siyahını bu deli eden uğultunu
bir kapı açmıştık şahitlerin huzurunda
dudaklarından dökülen evetin azabı
aklım bir yere ermişti oysa seninle kaç sabah doldu taştı
lavanta kokulu gecelerde
senin mavin açılırdı ölümsüzlüğe
yaklaş olan oldu seni bu kadar sevmezdim
o kocaman gözlerin olmasaydı
muson gibi yağdırdın üzerimize kutsal korkaklığını
ve git diyorsun bir volkan şiddetiyle
uykularım bir sana bölündü sana çarpıldı
senin aksine bütün renkleri kuşatırdım
güzeldik oysa seninle
çarşı dolusu mutlulukta yaşadık
yüreğimiz mutluluk şehri
filmlerde bir mendil eşlik ederdi
biz en çok türkülerde ağlatırdık kendimizi
sonunda yitirilmiş saadetlerin kum fırtınalarına teslim olduk
biz mi kurmuştuk bu oyunu
nedense zor geliyor boşluğa açılan kapılar
bu duvarlar
yarın sabah diye kurabileceğimiz cümle yok artık aramızda
sildik kendimizi
basma kalıp acılar yeşerttik
hangi kitabı okuyacağız şimdi
iyi yürekli adam bu hikayenin kötüsü
eve dönmek istemiyorum
güz geldi
bolca güneş biriktirdiğimiz odalara
en yakın bildiğim yüreğine kırağı
İçimdeki beni vura vura
İçimdeki karışıklık öyle kolay değil bir tarih tutuştu
kime kaldı bu tasa
son yaprak düştü umuttan
çıkmaz sokaklar doldu taştı
ceplerimde bütün çıkmazlar birçok anlamsızlıklar
üşüyorum
kimin sırtında bir dağ yüklü
tek başıma ızdırap kervanıyım
gökyüzünden bir yenilgiyi öğrendim
durdur bu yağmurları
sırası mı gök gürültüsü
bak çırılçıplağız
rast gele yürüyor aklım yılanlar arasında
her defasında mavi bulutlar kuşanır
en olmayan renkler yağardı
sonra çarmıha gerilirdi aklım
bir mahkum sessizliğinde
yokluk şehre çivilendiği gün öğrendim susmayı
nasıl bir günah işlendi sahi söylesene
öğrenilmeyecek şeyleri neden öğrendik biz
hangi aynaya dokunsam
sivri bıçaklar
Önder Akın
Kayıt Tarihi : 5.11.2024 12:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!