birbirimiz için sanki,
artık o kadar önemli değildik.
çay içmek bahaneydi.
sezmek istiyorduk
kaçırdığımız gözlerin ışığını.
eskisi kadar parlak olamazdı da;
kalmışmıydı bir kıvılcım katresi,
kalmışmıydı bir parça yaşanmışlık emaresi?
bakamadık.
kaçırdık gözlerimizi uzak uzak yerlere
orada içinde birbirimizi barındırmadığımız
küçük bir ev kurduk
çiçeklerle süsledik bahçesini,
balkonuna iki sandalye bir masa koyduk
ayrı ayrı bir masa iki sandalye...
sonra soğuttuğumuz çaylar geldi aklımıza,
istemsiz birer yudum aldık,
ben sigaramdan derin bir nefes daha çektim,
sen saçlarınla oynadın.
sonra ikimizde aynı anda saate baktık,
vekit geç olmuştu kalkmalıydık.
ben seni sokağın köşesine kadar bıraktım,
sıkı sıkı sarıldık.
ve gittin öylece,
ayrıldık...
Kayıt Tarihi : 20.4.2009 11:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bir tel saçı, (hala) cebinde saklayan yüreklere armağandır...
evet...
Saygı ve sevgilerimle..
ama ayrılık söz konusu olunca yüreğim acıyor yaaaaaaa.
müzeyyen başkır
TÜM YORUMLAR (7)