Saat 02:15
Hoşgeldin demeyeceğim.
Çünkü buradasın zaten.
Hep buradaydın aslında.
Göğüs kafesimin biraz solunda, birazda derininde bir yerde olması gerek.
Evet işte tam da o ilk tahmin ettiğin yerde.
Şaşırmış olabilirsin.
Birazda garipsemiş...
Bende böyle hissetmiştim.
Nedeni bilinmez.
Çözemedim... Ne Seni, nede şu hissettiklerimi.
Bilmem kaçıncı baharımı yaşıyorum şu zamanlar.
Sen daha ilklerindesin.
Önüne zarar görmemek için kurduğun bir çok sağlam duvarların var.
Çevirmişsin etrafını.
Oysa şimdilerde benim sayabildiğim tek şey, altından kalkmaya çalıştığım o kırık duvar taşları.
Gerçekten garip ...
Gerçi bende garip bir adamım.
Hani demiş ya Mahzar Alanson-
''Sen beni tanımazsın, Severim de Söyemem.
Sen beni uzak sanırsın, bilirim söz dinlemem.''
İşte biraz buna benzer birşey..
Henüz tanıyamadım seni.
Mutlumusun,dertlimi.
Varmıdır acaba geçmişe dair acıların.
Ki bunu söylemek bile saçmaydı aslında.
21 yaşınca koca bir kadınsın sen.
Öyle de güzelsin ki anlatamam.
Saat 02:38
''Ağlat Beni'' parçası aklıma geldi bak şimdi.....
Kime yakışır ki ağlamak...
Yeni bir parça dinledim biraz önce...
Hatta hala kulağımda fısıldıyor....
Bir kıtasını söyleyeceğim şimdi...
Kaybet bu öfkeni, içinde sakladığın.
Terket o derdini, benden almadığın.
Sabret, sonu aynı değil. Söylüyorum.
Dinle, rüyaların hergün aynı olmayacak.
Şimdi vazgeçersen geriye döneceksin.
Gitme, kaybedince daha çok seveceksin.
Biliyorum hiçbir anlamı yok, yokluğunda...
Bak bir kaç satır tercüme olur söyleyemediklerine bazen.
Vardır muhakkak 3-5.
Unut diyemem, unutmazsın zaten.
Sakla acılarını sadece.
Ört üstüne beyaz çarşafları.
Bırak tozlansınlar orada.
Hayat imtihan alanı.
Bırak olmuşu olacakları.
Dene sadece.
Olmadı mı?
Bir daha dene, bir kere daha dene.
Dene, olacak sonunda.
Acılarınla ördüğün o duvar sağlam değil.
Bak her defasında yıkılacak bende olduğu gibi.
Tekrar öreceksin , yine yıkılacak.
İnsanlar farklı.
Yalnız, alışmış, üzülmüş, kırılmış, çok sevmiş, kin tutmuş...
Herkes sever değer verir.
Ama biri hep sever...
Biri girer hayatına.
Öyle bir gülersin ki,
''Ulan'' dersin.. ''Ne zamandır böyle içten gülmedim ben'' diye düşünürsün.
Alma onun enerjisini, çalma , kullanma.
Mutlu et ki, mulu etsin seni.
İyisini bulunca arama daha iyisini..
Bırak yettiği kadarı kalsın sana, fazlası zarar.
Sonra zaman geçer alışırsın.
Gün geçer daha da alışırsın.
Ve bir kaç ay geçirirsin enerjisinden beslenip, bir kaç yıl geçirirsin.
Uzun bir yol geçirirsin.
Ama sonra birgün ''Tamam ulan, şimdi oldu. Şimdi Hazırım!''
dediğin anda hayat onu alır senden.
Mesafeler alır.
İnsanlar alır.
Damağında kalır tadı
Sonra bir pişmanlık...
Dedim ya ''Kaybedince daha çok sever insan.''
ama tadamazsın, dokunamazsın artık, sarılamazsın.
Ve yine küsersin hayata.
Daha da güçlenmek için kinlenirsin insanlara.
Yeni gelenlere yük olursun .
Taşıyamaz olur kimse seni..
Nefes aldığım yıllar gereği anlamış bulundum bütün bunları.
İstediğim şu aslında.
Dönüşmeyelim bunlara .
Düşen olmayalım seninle 'Biz''
Kaybedince daha çok seven değil,
Kaybetmeden en çok seven olalım..
Hayatımda kapladığın yer çok büyük..
Bence artık bırakalım ''Sen'i Ben'i''
''BİZ'' Olalım ne dersin?
Bitiş 03:15
Nazim Yigit
Kayıt Tarihi : 4.8.2021 11:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!