Sanki hiç gitmemişsin
Herşey eskisi gibi
Yorgun değil duvardaki saat
Çiçekler solmamış henüz
Toprağı hâlâ nemli
Güneş kızıl saçlarıyla pencerede
Düğümlendi boğazımız
Dilimizde bir Ah! Kaldı
Küle döndü avazımız
Sözcükler simsiyah kaldı
Siz giderken dağlar gibi
Sırtımızda günah kaldı
Biliyor musun nedir sonbahar?
Benim doğduğum gün.
Yapraklar sararmış,
Ağaçlar üzgün..
Bir garip esiyor rüzgar
Bülbül bile duymuyor ağladığını gülün
Kuş uçmaz kervan geçmez dağlar gibiyiz..Kimsenin kimseden haberi olmadığı ulasılmazlardayız.kiminin burnu kaf dağından su içerken;kimi de hayallerini ,umutlarını gömmüş kaf dağının ardına .Artık kara kışlar bekler oldu yolumuzu
Bu gece sen gidiyorsun
Dünüm, bugünüm;
Hatıralarım gidiyor
Sıcak bir yaz akşamı
Yalnızlığımın kalabalığında uğurlarken seni
Çocukluğum gidiyor,
Mahzun bakışlım
Kaldır artık o gamlı başını yerden
Kaldır ve yüzüme bak;
Bakmaya utanma
Bak,ben utanıyor muyum?
Hâlâ başım dik,
Alaca karanlığı akşamın...
Güneş son ışıklarını da topluyor kaldırımlardan.
Son notalarını inlemekte sanki.
Yürüyorum, insanlar gelip geçiyor yanımdan.
İnsanlar..
Yani kaygılar,yani umutlar,
Gidiyorsun gönlüme gurbeti damla damla
Akıtarak o sonsuz diyara gidiyorsun.
Yüreğimde sızlayan kapanmayan yaramla,
Beni başbaşa koyup o Yâr'a gidiyorsun.
Birgün gözlerini bırakıp gitmek var
Rüyaların derin karanlığında.
Yıldızlar yanacak sabaha kadar
Güneş doğmayacak uyandığında.
Birgün gözlerini bırakıp gitmek var
Şu garip gönlümü tasvir eylesem
Gülerek gelir de üzülür gider.
Çektiği çileyi tahrir eylesem
Bir ömür kalemden süzülür gider.
Daldan dala konar,kuşlara benzer
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!