/sil aynadan gözlerini ya da bırak silme, kalsın öyle/
uzun vedalar gibi kıvrılıp giden saçının teli, dururken gözümün önünde
kulağım, öldürülmüş duvar gibi örülmüş, kapı ardından gelecek sesinde
mevsimim buz tutar, dudaklarını boyarken nefesin düşmezse üzerime
ağlarım, yüzümü kaplayan ıssız bir buhardır, benim gözyaşlarım.
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
/sil aynadan gözlerini ya da bırak silme, kalsın öyle/
/o resmini de yerleştir gene aldığın yere, sol üst köşeye/
/giderken, geleceğim diye yazsaydın ya yüzüne, dudak boyanla/
/şimdi gözlerin, resmin ve saç telinle bilesin, en emin yerdesin/
Bu kıta bir olsa da her cümlenin ayrı bir hikayesini iliştiriyorsunuz şiirlerinize kutlarım Kaptan saygılar...
Dış aynadaki düşleri ile sevdalısına,sevdalısının gönül cebindeki düş aynasına iletiler göndermektedir şair.Tabi ki hak ettiği sevdayı bekleyerek.Saygılar size.
YÜREK DOSTUM,
Sevda kırıntıları saçılır ya hüzsrana uğramış yüreklerden habire yerlere..bir gönül hikayesi de böylesine içli yansır aynalardan dışa..evet haklsınız dostum, aynalardan sevdanın baskısından bin parçaya bölünür dökülür yerlere..sevdasına göre şekllenir yansıma da..okuduğum böylesi enfes dizeleri de ancak böylesine koca bir yürekten okuyabilirdim..müthişsiniz..yok böyle birşey..ne yüreğim kandı okumaya ve ne de sevdam...işte şair bu...bu ikincidir yorumun..ilkinde sitemin azizliğine uğradı kelamlarım...
harikasınız dostum...hiç ayrılası yok yüreğimin dizlerinziden ama vakit tamam ve ben gitmeliyim..
yürekten tebriklerimi hediye eyleyip vedamı ediyorum..
SAYGILARIMLA..
+10 PUAN+ANT
Akustiği yüksek bir eski amfi tiyatronun en üst basamaklarında tek başına bir oyun izliyorum. Sevdanın alev alev yaktığı beden titreyen eline hakim olamaz ve bir ayna yere düşerek kırılır. Birbirinin varlığından habersiz ama her birinin içi diğeriyle dolu iki kişi -bir kadın ve bir erkek- vardır sahnede. Kadın kırılan aynaya doğru hüzünle eğilirken erkeğin sesi sahnenin taş basamaklarını aşıp kırlara yayılıyordu. Oyunun sonunda alkışlar da bitiyor, ayağa kalkıyor, ceplerimi bir ayna var mı diye yoklayarak iniyor ve çıkış kapısından kayboluyorum.
Her dörtlüğün başındaki mısraların; her kıtanın son cümlesindeki ilk ve son sözcüklerin ahengi bir başka kılmıştı tek başına şiir olan başlığı.
Şiirin doyumsuz tadıydı dünyamda yankılanan, teşekkürler... teşekkürler Sayın Cevat Çeştepe
aynada göremeyince gözlerin görmek istediğini, yada aynada kalan, baktığın zaman aynana göremezse gözlerinde kendini.. Bu yüzden dimi düşer kırılır ayna . Çok güzeldi. Çıkarken kapatırım odanın kapısını. Kapatayım ki cam kırıklarının sesi diğer odadakileri kıskandırmasin :)
ne yassam diye düşündüm kalemin hiç susmasın selam ve dua ile
Söyleyecek söz bulamadım. Sevgi ve saygılarımı bıraktım yine sayfanıza. Her şey gönlünüzce olsun sevgili üstat.
bakma ağladığıma ey buğulu ayna
haydi yine söyle o bildik yalanını da güzelsin de bana
öyle ihtiyacım var ki öylesine sana...
***
Ne dağların yakınlığı, ne de şehirlerin uzaklığı düşlerimize
Biliriz yaşamayı umarsızca, korkusuzca kendimizce
Gizlendiğimiz gezegenimizde, sevda yüreğimize
düştünce
Umurumuzda mıdır aynanın düşüp kırılması
Uğursuzluğundan kime ne...
*kirazçiçeği*
Kutluyorum Gönül'den ve sevgi yüklü saygılarımla derlediğim çiçeklerimi sunuyorum engin yüreğinize.
(tam puanımla listemde)
Tebrikler üstadım...herzamanki gibi yine ustaca dizeler...saygılarımla
Aynaya sevda düşünce
Sizin şiirlerinize ve size hayranım kutlarım abimi pilli yüreğimle saygılar.
Bu şiir ile ilgili 102 tane yorum bulunmakta