ayna, güneşin doğduğu saatlerde, yemyeşil kırların arasındaki
dar patikadan denize doğru yürümeye başladı.
/bir rüzgâr eser aniden, bu nedir/
mesela rüzgar görünmez ama hissedilir, sevgi de böyle bir şeydir
kendi gagasını öpen yavru kuşa, bir kır çiçeğinin gülümsemesidir
yani yaşamak, görmekten önce, hissedebilmektir.
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
usta kalem demek boşuna değil sayın şair...gerçekten saygı duyulması gereken bir kaleme ve değerli bir yüreğe sahipsiniz...sizin şiirlerinizle birarada olmak büyük keyif...tam puan ve saygıyla kutluyorum.
deniz ne kadar aydınlık, güneşin battığı saatlerde/
güneşten bile öte, onu aydınlatan ışık senin yüreğin ve beyninde
şimdi ayaklarını suya sokmuş bir çocuk ol ve bana bir şeyler söyle
sonra al aynayı eline, bak yüzüne, seyret beni, gülümse...
BEN BU ANLATIMA HAYRANIM..
YORUM BİLE YAZAMIYORUM CILIZ KALACAK DİYE...
TEBRİKEDİYORUM,TEBRKEDİYORUM....SAYGILARIMLA
Sayın Çeştepe,
Dürüstlükle belirtmeliyim ki, en rahat düşündüklerimi sadece sizin şiirleriniz için yazabiliyorum. Kalıplardan, kurallardan, kısıtlı daralmışlığın enginleşen açılımına, sadece sizin şiirlerinizde ve onların başarılı atmosferinde ulaşabiliyorum.
Çağımızda büyük çoğunluk 'modern şiir anlayışına' yaklaşamıyorlar. İmgeselliğin mutlaka özdeş olması gerekmediği mantık düzlemi, kendine özgü farklı bir yaratıcılık, doğa üstü bir yaklaşım, sembolik çağrışımlarla şiirsel dokunun derinliğine inildiğinde insanı düşünmek zorunda bırakan sonsuz bir ufkun yayılışı kadar genişliyor. Us, mantık, duyum, algılamanın farklı düzeyleri; bembeyaz karın üzerine serpiştirilmiş kırmızı gül yaprakları gibi görünüyor. Yaşamı kontras renkleriyle algılayan, aydınlığın ve karanlığın zıtlaşması yaşamın kendisini çok dikkatli izlememiz gerektiğinmi vurguluyor.
****kendi gagasını öpen yavru kuşa, bir kır çiçeğinin gülümsemesidir yani yaşamak, görmekten önce, hissedebilmektir.*** İşte bu çok açık bir örnek: Yavru kuş kendi gagasını nasıl öper ve kır çiçeği buna nasıl güler diye, somut düşünen beyinler bunun bir algılama işi olduğunu; şairin görmenin ötesinde yaşamın doğrularının ve usa ygun olanların duyumsama yoluyla önce algılanması gerektiğini vurgulamıştır. Algılamanın, yani duyumsamanın gerisinde kalacaktır aynanın zahiri görüntüleri... Kişi aynayı kendi dışına değil, öncelikle kendi benliğine tutarak kendi kişiliğini görmesini önermekle; insana gerçek yaşamın kapısını göstererek onun nasıl açılacağını anlatmış oluyor.
Başarılı çalışmanızı içtenlikle kutluyorum... Talat Semiz.
seyret beni gülümse harikaydı hocam edebiyat size çok şey borçlu kutluyorum sevgimle
ayna, güneşin doğduğu saatlerde, yemyeşil kırların arasındaki
dar patikadan denize doğru yürümeye başladı.
/bir rüzgâr eser aniden, bu nedir/
mesela rüzgar görünmez ama hissedilir, sevgi de böyle bir şeydir
kendi gagasını öpen yavru kuşa, bir kır çiçeğinin gülümsemesidir
yani yaşamak, görmekten önce, hissedebilmektir.
/peki ben miyim yani, bu kır çiçeği/
sensin evrendeki her şey gibi, ama önce sevmek şartıyla kendini
sonra bir merak uyanır ki içinde, tanımak istersin kimi sevdiğini
ve yaşamak, tanıyarak görebilmektir, sendeki seni.
***********'Sendeki seni tanımak, işte bunu öğrendiğimizde ve kendimizi sevdiğimizde, aşılamayacak hiç bir şey kalmas yaşamımızda..her dizesinde farklı bir yansıma kendimle özleştirdiğim ve güneşin parlaması gecemi bile aydınlatacak kadar güzeldi..Teşekkürler şair , sizi okuduk kendimizi bulduk tebrikler..Kaleminiz daim olsun, sevgi ile kalın.'
deniz ne kadar aydınlık, güneşin battığı saatlerde/
güneşten bile öte, onu aydınlatan ışık senin yüreğin ve beyninde
şimdi ayaklarını suya sokmuş bir çocuk ol ve bana bir şeyler söyle
sonra al aynayı eline, bak yüzüne, seyret beni, gülümse...
o aynaki yaşadıklarını sana yansıtır...harika üstad yüreğine kalemine sağlık...yazılarınızı okurken okyanus üzerinde gezinen rotasız bir gemi gibi hissediyorum kendimi....+10 ant..
Sayın Caştepe en çok yorum yazmakta zorlandığım, acizliğe düştüğüm şiirler sanırım sizin şiirleriniz. Çünki ne yazsam eksik.. Gevezelik etme Sadece oku diyorlar çünki.. Oku ve düşün... Oku ve dizeleri kendine tut.. Yüreğinize sağlık...
Harika şiirinizi keyifle okudum antolojime aldımı tam puanımı bırakdım saygılarımmı sunuyorum efendim
Ayna olmak, yaşanılan zamanı yansıta bilmek... ve sevgileri çoğalmak...
Sayın Çeştepe,
Şiiriniz çok anlamlı ve güzeldi. Okumaktan mutlu oldum. Yeniden okuyacağım.
Teşekkür ve saygılarımla…
deniz ne kadar aydınlık, güneşin battığı saatlerde/
güneşten bile öte, onu aydınlatan ışık senin yüreğin ve beyninde
şimdi ayaklarını suya sokmuş bir çocuk ol ve bana bir şeyler söyle
sonra al aynayı eline, bak yüzüne, seyret beni, gülümse...
Hayat değişken yansıyor aynalara..
Gülümsemek kadar ağlamakta var..
Aynanın buğusuna değen hayat bir yağmur damlasında düşüyor toprağa..
Yine yeniden mükemmeldi..
Kalemin susmasın kaptan..
tm puan ve antoloji..
Güneş bütün masumluğunda ışığını sürüyor aynlara..
Bir çocuk tebessüme diyor elma şekeri tadında..
sevgi saygılar..
Bu şiir ile ilgili 89 tane yorum bulunmakta