gece ile gündüzün kavuşma vakti
bütün yelkovanları koptu saatlerin.
kalbim için biçtiğim bu elbisenin
kumaşı kimindi?
kim en çok yandı o ateşte
gövde çekilmez bir yük olmuşken ruha
kim bu adımı tekrarlayan durmadan
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Devamını Oku
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
n’olur sus ve durmadan yalvar SUS ve YALVAR... TEZAT... Mantık hatası...
BİR HATA DAHA:
bütün yelkovanları koptu saatlerin.: Topu topu bir tane zaten. Kaç tane ki?
yelkovanları koptu bütün saatlerin: DOĞRU olan bu!
kim söyleyebilir bana...şiirinizin ses yükünü alıp götürsem ve hafiflese olabildiğince...şiirlerinizdeki bütün kafiyeleri yaksam...doğum günü
m hıdırellez de...ve şiirinizin yalannn bütün aşklarını şiire batırıp çıkarsam..zulüm müdür bu...cezam ne olaki merak ettim...
muhalif olma..şairin elindeyken yere bıraktığı bir aşk gibidir...biz şiiri önemli bildik...ruh için...ve yeryüzündeki canlı için...bir şiir canlıların adaletli evrenine nasıl ışık tutar bir bilseniz...bilirsiniz de...biraz uzak durup...görmek istersiniz olup_biteni;...insanın sökülen uzuvlarına nasıl masum gözlerle sessiz kaldığını...burası bizimdir...sizin kadar ve burası şiirlerindir bildiğiniz üzre...amma velakin şiir bir adım öne geçmez...yol yordam bilir/insandır hakkı zevklenerek yiyen...yedirtmeyiz..hem valla hem billah size...sürülmekten ve hele ölümden nice korkalım...bir can vardır...o da fazlaysa alırsınız o kadar...amma velakin(dikkat iki kere oldu)...biz şiire varmak için yola çıktık...önümüzde niye engel olursunuz ki!...durun bakayım şöyle...şiir geliyor...duydunuz mu
Bu elbisenin kumaşı okunmasını istenmeyen şiirdi.Dostça kalınız.19.08.2010 // Ankara
Saygıdeğer Dostlarımızın çoğu, şiirin RUH KÖKÜ' ne-mesajına,söylemine inip görüşlerini bildirdiğinden, onların çoğuna aynen katılmakla beraber, noksan kalmasın diyerek,
Şiirin ses yüküne göz atalım bizde, olmaz mı?
*******************************************************
gece İ-le gündüzün kavuşma vakTİ
BÜ-tün yelKOvanları kopTU saatlerİN.
kalBİm İÇİn BİÇ-Ti-ğim BU el-Bİ-senin
KUmaşı Kİ-MİnDİ?
Kİ-m en ÇOk yanDI o ateşte
gövde çe-Kİ-lmez BİR-r yük ol-MU-ş-KE-n RU-ha
Kİ-m bu a-DI-MI tekrarlayan DU-rmadan
Kİ harfle-Rİ kaybo-LU-p gi-Dİ-yor zamanda
Kİ-m BU karan-LI-k sokaklarda, elle-Rİ cebinde
ha-Kİ pal-TO, akşam DÜ-DÜ-ĞÜ, karavana…
n’olur sus ve DU-rmadan yalvar Kİ
Bİ-r zaman sonra SU-re-Tİ-Mİ gö-RÜ-r-SÜ-n bel-Kİ
YÜ-ZÜ-mden utanan SI-rsız aynalarda.
Tİ
***
Vak-Tİ
Kop-TU
Biç-Tİ
Pal-TO
Sure-Tİ
Kİ
***
Yel-KO
KU-maşı
Kİ-min
Kİ-m
Kİ-harfle
Kİ-m
Ha-Kİ
Yalvar Kİ
Bel-Kİ
DU-Dİ-BU-Bİ
***************
BÜ-tün
kal-Bİ-m
Bİ-çti
BU elbise
el-Bİ
yan-DI
Bİ-r yük olmuş
a-DI-mı
DU-rmadan
Gi-Dİ-yor
BU karanlık
DÜ-DÜ-ğü
DU-rmadan
Bİ-r zaman
Ses yükü bakımından bu tekrarlar sebebiyle bana göre, şiir vasat bir şiirdir.
Zira,
Şiir, seslerin ahenkli raksıdır. Aynı yer ve aynı sesler etrafında baştan sona dönüp duran, kulakta rahatsızlık yaratıp, iç ahengi kendi çırpınışlarıyla bozan şiirler bana göre 'zayıf' şiirlerdir. Hem sonra, bu şairimizin sadece 2 şiiri varken, 'ödül aldı' diye, bu sitede, senelerini, ruhunu, yüreğini sayfalara nakışlamış şairlere karşı bence (sadece 2 şiiri bulunması sebebiyle) yapılan bu seçki, zamansız ve hatadır. Ayrıca, 2005 lerde kalmış bir çalışma.
*
Ödül…
Evet…
Rahmetli Aziz Nesin’den duymuştum. Türk Dil Kurumu O’ nun bir eserine ödül vermiş, ödül töreni, düzenlenecekti. “Bu ödül alan eseri, bundan birkaç sene önce aynı kuruma yarışmaya gönderdim, sıraya bile alınmamıştı. Ne zaman ki, bu çalışmamız yurt dışında bir kaç dile çevrildi, tek harfi bile değişmeden şimdi ödüle lâyık görülmekte. Bu ülkede, ÖDÜL SIRASI GELENE VERİLİR. Demek ki, bizim de sıramız yeni gelmiş” deyip verilen ödülü kabul etmemişti.
Umarım, şairimizin bu YOLGEÇEN başlıklı şiiri değildir ödül alan.
*
Söylem-ifade ediş-kurgulamaya bakalım:
***********************************************
-HAZIRLIK-NESİR
**********************
“Gövde çekilmez bir yük OLMUŞKEN ruha” mısraına kadar
---birinci mısra(hazırlık)
---ikinci mısra (sonuç) şeklinde gelmekte;
Yani;
DÜZ BİR NESİR parçasını MAKASLAMAK gibi bir işlem. Deneyelim bakalım, öyle mi?
(((gece ile gündüzün kavuşma vakti bütün yelkovanları koptu saatlerin.
kalbim için biçtiğim bu elbisenin kumaşı kimindi?))
İŞTE BU KADAR BASİT ve ORTADA bir söylem.
-DERİNLİK ve SORGU
****************************
'kim en çok yandı o ateşte gövde çekilmez bir yük olmuşken ruha
kim bu adımı tekrarlayan durmadan ki harfleri kaybolup gidiyor zamanda
kim bu karanlık sokaklarda, elleri cebinde haki palto, akşam düdüğü, karavana…'
Burada SORGUlamalarla şiir DİLİ oluşturulmaya çalışılmıştır. Fakat tekrarlar şiirin mısra işçiliğinin çizgisini bozmuştur.
Oysa,
Derinlik ve sorguda, şiirin sesle süslemesi gerçekleştirilebilirdi.
-FİNAL
************
“n’olur sus ve durmadan yalvar ki bir zaman sonra suretimi görürsün belki yüzümden utanan sırsız aynalarda.”
Final ile önceki bölümler bağlacı yok. Kopuk.
*
Şairin başarılı olan, öteki şiirlerini bu sitede(antoloji.com)da okuyamayacak isem, kendisine, şiir yolunda başarılar dilerim.
ÇOK DA ANLAMLI ŞİİR BENCE. NEDENSE SEKSEN ÖNCESİ YILLARIN HÜZÜNÜ DÜŞTÜ GÖNLÜME. KİMİ NİÇİN, NİYE UĞRAŞIRKEN, NEYE NEDEN HEBA OLDU DEMEK GELİR HEP İÇİMDEN. ÇARESİZLİĞİN ACI YUTKUNMALAR ASILI KALIR ZAMANA.
Kumaş elbette kalbin asıl sahibinidir! O,kalp ayine-i Sameddir ve sanem misal mahbupları sadefinde barındırmaz! Bu gaflete düşer se;'EL CEZA MİN CİNSİL AMEL ' (CEZALAR YAPILAN AMELLERİN CİNSİ NEVİNDENDİR!)Kaide-i kudsiyesince, Dünyadaki peşin cezasını mutsuzluk ve umutsuzluk girdaplarında boğularak çeker!
Yelkovanlar kopunca, senin kıyamet-i kübran(şahsi büyük kıyametin)kopmuş demektir! Adını sayıklayanlar, belki alem-i misal olan ve sırsız aynalar olarak tasavvur edilen, rüyalar aleminde dünyevi hayat cihetinde tarih olan yüzünü görme imkanına nail kılınabilirler.
Ruha çekilmez bir yük haline gelen yaşlı ve hasta gövdelerin, zamanı gelince yeni ve ebedi gövdelerle takas edilmesi iktiza etmektedir.Bu geçici ve zahiri ayrılıklar bazı dostların ciğerlerini yaksa da bu kanun-u ilahiyeden kaçmak mümkün değildir.
O, hasret ve ayrılık ateşinde en çok yananlar; önce anne, babalar, sonra da sırasıyla, yarler ve yarenlerdir.
Kısa hacmine rağmen bu kadar derin manaları bu çerçeveye sığdırabilen kardeşimize can-u gönülden Maşaallah, Barekallah! der,
Daha uzun ve daha akıcı şiirleriyle tanışmak umuduyla, hayırlı çalışmalar dilerim.
açıklamana katılıyorum Onur BİLGE. Aslında yazdığım bilcümle şiir değilde yorumlardan kaynaklandı gerçi harf hatası olmuş, ama amaç aynı. Sn banyatuga'nın yorumu gözüme takılıp okuyunca böyle geldi içimden. Onun fikrine katılıyorum aynen, şiir köşesi değilde sanki hesaplaşma,belletme ,birilerini yeşertmeme,kurtarılmış bölge fikri verir oldu bana burası.Zaten ulviziya da ona isyan etmekte gördüğüm kadarı ile. Şiir için yoruma sıra gelmedi.Ne şiir ne şair alınmasın.
Adâletten...Demokrasiden...İnsan haklarından bahset...Bunları iyi uygulamayan yöneticilere karşı olduğunu ve şâirlerin de muhalefet etmelerinin gerektiğini söyle...Sonra da KENDİ TERCİHİNİ ön plânda tut...BİRKAÇ kişinin puanına bak ...Kimi kandırıyor bu site...? Nerde şiir, nerde gerçek kalite...?
Bir şiirin GERÇEĞE YAKIN değerini ölçebilmek için en az BİN şâir geçinenin puan vermesi gerekir... Bâri en az YÜZ kişi puan verse ...Siz insanların , hele hepsi şâir olan duygulu , düşünceli insanların fikrine , vereceği oya ve puana güvenmiyor musunuz...Ey aklıevveller...Adâletten bahsediyorsunuz ha...?
Bu şiir ile ilgili 24 tane yorum bulunmakta