Güneş hüzmesini doğrulttukça içindeki kıpırtılar,
yelkenler fora deyip açılmalı.
Baharın çılgın kokusu yerini yaza bırakınca
çıkmak istemelisin uzayan yollara.
Renklerin tarlalara yayılmış morluğu,
maviliği, kızıllığı mutluluğun resmi.
Hayatta mutlu ayakta kalabilmek,
o kadar zor ki.
Hangi çalının ardına baksam, devleşen sorunlar.
Onlar devleştikçe ben ufalıyorum.
Değersizlerin değerlerimi çiğnemesi içime sinmiyor.
Sakin dünyam iç karartıcı kasvete büründü.
Önce sen, sonra ben çıkardım evden.
Kaç kere hoşça kal derdik birbirimize hatırlamıyorum.
Geri aniden eve dönerdin.
Heyecanla gözlerime bakarak
küçük bir şey anlatır,
tekrar tekrar sarılır öperdin.
Yaşadığımız geçmiş hikâyelerin gölgesinde
büyüdük büyütüldük.
Unuttuk unutulduk.
Her hikayede acemi kahraman olmaktan kaçamadık.
Iyi ki 'kabullenme' denilen rol arkadaşıyla tanıştık da duruma alıştık.
Böyle inişli çıkışlı yaşamaya da 'hayat' adını verdik.
KAYBOLUŞ
Bugün yabancıyım kendime.
Anlamını yitirdi varoluşum.
Kaybolmuşluk, çıkış yolunu bulmak için
zihnimde yol açtı bilgeliğe.
Kaybettiğim neyse bulup koymalıyım yerine.
SAAT KAÇ ACABA?
Bir tembellik çöktü ki üzerime kımıldayasım gelmiyor.
Üşenmeyip yatağımdan kalksam da
aya baksam mı ki?
Zapdedemediğim uykuyla dolu gözlerimi kocaman açıp,
uzaklardaki yaldızlı gümüş renkli yalnızlığa selam etsem, beni farkeder mi?
SABAH GÖZ KIRPTI
Bende istiyorum, sabah sabah sobası yanan bir evde fokur fokur kaynayan çaydanlığın sesiyle uyanmayı..
"Çıtır ekmekler hazır, hadi kalk" diyen birinin sesiyle güne gözümü sıcak odaya açmayı.
Ben de istiyorum, sokağa göz atınca mimoza çiçeklerinin tüy kadar hafif, sapsarı görüntüsüne hayran hayran bakarak hayallere dalmayı.
SEVER MİSİN?
Dünyaya bir daha gelsem
önce seni severim,
sonra seni severim,
dünya batsa senden gitmem,
yine seni severim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!