hadi kızım
uyut
babanı minik yüreğinden
nenni ol yavrulara
sevgi ol, ışık ol
ela gözlerinin pınarında
hep aynı sen!
değişen tek şey isimler
hazin bir veda almış seni
kimseye kızmayacaksın
gitme! derken başladı demek
yolculuklara çıkılmışlıklar
Gülüşlerin Düşse
yelken açsam şimdi düne
gemilerimi yüzdürdüğüm
çocukluğumu bilen nehir
annemi güldürdüğüm
sol yanımda
bir sızı var arkadaş
yıllardır birikmiş
bir özlemin acısı
gözlerimde loş ışıkların
sancısı var arkadaş
artık böyleyim
dedin bitirdin cümleni
sonrasında...
gözlerini aldın benden
benimse suskunluğum
tek anlamı var
aşka sözler
yazılıyor hala
kaleme gelmeyenleri de
var aslında
içimde saklı
çok tutkulu özlemli
Dallarında hüznün solduğu
Baharın bahar olduğu
Bir diyar olmalı
Bir nefeslik yol kadar yakın
Bir tutam aşk kadar sıcak
sen kelimeler yaz
bana sevgili
anılar kalsın
bir önceki zamanlardan
sen bana aşkını anlat sevgili
öz olsun içinden, yüreğinden gelen
…’m var da “ama”dan vazgeçemem.
envai çeşit (neden, nasıl,ne zaman, kim…) soruların yanıtlarını bulma çabası içine düştüğü günden bu yana, sahiplenmiş olduğu bir kelimesi vardı. ‘’ama’’
‘’ama’’ lı cümlelerinin çokluğundan dem vuruyordu. Ama ‘’ ama’’ ların olmadığı yerde her şeyi kabullenmişim diyerek karşı çıkmıştı bu duruma.
Yıkıcılık vardı bir önceki cümlenin ispatına karşılık. Bir sonraki cümlede ‘’ama’’ ile başlayan dizeler tüm cesaretini toplayarak karşı duruyordu. Hep farklı bir yaklaşımın da olacağını savunacağı zamanlar çıkıyordu cümlenin herhangi bir yerinde. Veya karşıtlığı bağlamak için en çok sarılıyordu ‘’ ama ‘’ sına. Nedenleri vardı ama beklenmedik bir sonuca yetmiyordu o zamanlar gelip oturuyordu ‘’ama’’ otağına kelime düzeneğinin.
En son bağlarken sözlerini şiddeti içine saklayarak. Ve ne zaman ama (kör) olursam o zaman bitecek ‘’ama’’ lı cümlelerim kağıtların üzerinde ama sözlerimde hiç bitmeyecek. Diyordu. “ama”…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!