Halen İzmir'de serbest hekim olarak çalışmaktadır...
En uzun masaldık,
Yolcuları tükenmiş,
Koca kapıları kilitlenmiş hanlardık.
Yolculuktaydık, iki han buluştuk.
Kadınlı erkekli,
Aç kara delikler doğurtmuştu,
Varsıl yüreğinin her tokluğu.
Sihirlemiyor diye,
Taklit usların kullanılmış ruhu.
Açmaza düşerse uçurumlarımız,
sarılırsa yankımıza derin kasavet.
Giyotin düşmeden ölür elbet,
meczup mahkemede,
İnsan sırrından;
Çatlar yırtılır,
Yenilenir
Gömlek,
Büyüdükçe.
Çatlak erdemlere sızan
Kalın bir yorgan gibi yıllar,
Hem sıcak, hem ağır.
Tozlanan yastıkları silkeleme zamanı.
Eski yelkenlimizi, bezleri ile beraber yıkamalı,
Ne varsa, geride bırakıp,
Limandan çıkmalı.
Bütün içki şişelerini,
Yarısına kadar; çok seviyor,
Sonra;
Her şeyi çok seviyorum.
Sonra;
Loş bulutlarında
İhanet taşır yağmurları,
Tütün, alkol, amonyak damıtır
Karasında
Basık tavan barları.
Batak,
Yapışkan,
Kanar.
Titriyor,
Anafor içinde damar.
Bu bir sıtma yangısıdır.
Kuş uçuşu koşsam,
Yarım saatte yanındayım,
Çiçeklerin kokularında,
Bir de zıplarsam,
Çamların tozlarında;
Anında koynundayım.
Sen bizi düşünme,
Hatta hiç düşleme,
Mezarlıkta bade içer,
Kendimizi de ezeriz biz.
'umutların üşüdüğü andı've'giyotin düşmeden ölünür'adlı şiirleriniz harikaydı.giyotinde olmak nasıl bi duygu yaşayan bilir heralde ancak degilmi? diger şiirlerinizde güzel dir heralde...