İlkbahardan sonra, yazı beklerken...
Birden bire bastıran karakış gibi birşeydi bu aşk...
Üzerinde giyeceği kalmamış çocuğun üşümesi gibi...
Titreten...kemiklerini sızlatan bir ayaz...
Ve hala bir umutla yaşayan bir çocuğun
Bir umut diyen masum bakışları gibiydi..
Poyrazların sürüklediği bulutları görüyor musun?
İşte o bulutları sürükleyen...
Hoyrat bir poyraz gibi fırtınalar kopmakta içimde...
O bulutları emanet taşır gibi sana doğru sürüklüyor...
İçimde ki sevgilerimi getiriyorlar yağdırdığı yağmur tanelerinde...
Kendini bile tanıyamamış insandan seni tanımasını bekleme…
Ve bil ki;
Gün sadece senin için doğar…
Başkası için doğan günden bir medet umma…
Ve kendi benliğinde,
Kendi düşüncelerin ile
Bazen özlersin....özlendiğini bilmeden....
Hiçbirşeyin olmadığını anlarsın ondan başka....
Ne bileyim...Sarılasın gelir...gözlerine bakasın....
Yapamazsın....Çünkü...
Çünkü...
Yoktur....
İçimde olman yetmiyor güzelim,
Yanımda yokken sen....
Ben bu ıssız karanlıkta
Daha bir ıssızlaşıp
Daha bir yanlızlaşıyorum...
Yalnızlığımda sen
Sen yine bir "Cuma" ol bana...
Hep özleyeyim..
Ve hep bekleyeyim seni..
Bir "Cuma" gibi...
Millet mi?
Sen bir "Pazartesi" ol onlara..
İnsanız ya...
Hissederiz bir nebze de olsa..
Acıyı paylaşırız..
Geceyi paylaştığımız gibi...
Sevinci beraber yaşarız...
Aynı dünyadan..
Sağcıydım ben...
Seni görene kadar..
Sonra;
Sonra solcu oldum...
Sebebi;
Bir günün ardından kalan bir gecedir ki...
Düşünürsün "bugün ne yaptım" diyerek...
Ve bir aşkın ardından
Kalanını bir düşün...
Nerede hata yaptım diye bir düşün ki...
Gel de uyu...
Şehire yaklaşıyorum ya yavaş yavaş...
Martılar görünüyor tek tek...
Seslerini bile özlemişim...
Denize yaklaşıyorum artık....
Kokusunu duyar gibiyim...
Hadi balık ta geldi aklıma şimdi...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!