Huzur kapısına müracat ettim
ağır ol, nerede kaydın dediler
nefes nefeseyim, kılpayı yettim
sarhoşdun ne zaman aydın dediler
sarhoş değildim bana inanın
hayatımda fantaziye yer yokdu
en güzele talib oldum seninle
aşkın yüreğime bir hançer sokdu
uçacakdım yaya kaldım seninle
yeni sevda yeni derdler demekmiş
Az mı geldi yeni ikramlar sana
esaret-i nefs'den aymamışsındır
mutluluk elinden kaçdı mı yine
ihtiras yüzünden duymamışsındır
bana ihsanın toz toprak ve kumdu
ben diyorum unutalım geçmişi
sen andıkca sürünmeye mahkûmuz
öfke hışım bilmelisin şeytanın işi
sınandıkca sürünmeye mahkûmuz
bir yol tutsak yıldızların özüne
Görebildiğin kadar hayat
istediğince refah
tadabildiğin kadar saadet
sevgiyle güzelleşen
aradığın kadar dünya
sevebildiğin kadar aşk
Bir Şaire Hanımefendi'ye
Vuslata ac duygular şiirle doyarmış
onun kalemi altın, yirmiiki ayarmış
oturup düşünürken endam ve cemalini
bir kalb onu "Şiirin Mabudesi" sayarmış
Tenezzül edip de sorarsan beni
mahzun bırakdığın kadarım gülüm
aştı ukdelerin sayısı bini
ıstırab çekmekde liderim gülüm
ufka bakdım yedi cihan tabanlık
Kararlıydın, beni unutmaya sen,
rüyana mı girdim? Özür dilerim.
"Tutmaz" dedin "bu aşk asla maya" sen,
yine hamur kardım, özür dilerim.
"Unut beni" dedin, "artık arama! "
Avare kalınca dağları gezdim
aşka ocak olan ini sevmişdim
muğlak bir gecenin hışmına kızdım
ardından parlayan günü sevmişdim
gezdiğim yerler yokuşdu dardı
Bir küçük değişiklik
Denizi son seyretdiğim gündeydi,
İki yuvasız kuş kumda buluşdu.
Öfkeli rüzgarlar feci zindeydi,
Günahsız bir çocuk derde alışdı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!