Yillarin yordugu yükler altinda eskiyen toynaklariyla
Havada savrularak vinlayan kirbacin sesi, arabacinin isligina karisan
Hangi atin civisi sökülmüs nallariydi kagni pazarindaki..
Yem torbasi boynundayken yahut tam da suvarilacak zamana yanmis susamisken
Mevsimin kisinda habebe gözaydin
Sallanan yapraksiz dallarda
Kimsiz kimsesiz sokaklard
Soguk kapilarda ve dünyadan uzaklasip giden yollarda
Közü küllenmis kahve kokusunun biraktigi buruklugu yutkunup yudumlarken
Islak caddelerin su birikintilerine yansiyan gölgelerden
Hatirina düsüp gelen kendinden baska kimse degilse
Alacaklisin iste..
Pardüseyin bosta kalan kolunu
Ya da savrulan giysilerinin ucundan tutusarak rüzgar…
Dügmeleri magazalarin camlarinda baglanmis kalmistir
Fabrikaya gidip gelirken
Kalabaliklarin icinden savusup giderken
Bulutlarin üstünde ve altinda ucusan kuslarin yagmura dogru
Sana yazili ömür defterini gahi gün garip gezgin, gahi gün sersefil yabanci
Gahi gün hayat cigliklarinda gazel bagi, oynak kilarnet ve deli boran
Kimden ne sacin dökünse hersey seni cagiran
Sana benzeyen
Sende eskiyen ve senden durmaksizin göcebe
Yoklama sirasi sendedir demektir araya sora
Alacaklisin iste, sila neresiydi vuslat kime..
Dünya gurbetinde,
Aralik ayinda, ayaz munduran..
Aralik / 22
Kayıt Tarihi : 23.12.2022 15:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!