Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Kadir Gecesi münasebetiyle Ayasofya'da dini bir etkinlik düzenlemesi ve sabah ezanı okutması Yunanistan'ı çok rahatsız etmiş.
Bildiğimiz gibi Ayasofya İstanbul'un fethinin en büyük ganimeti olarak camiye çevrilmiş bir kilisedir. Yüzyıllarca fethin simgesi olarak cami görevi ifa etmiş cumhuriyetle birlikte bir hükümet kararnamesiyle müze haline getirilerek bu özelliği elinden alınmıştır.
O günkü hükümetin niçin bu şekilde bir karar verdiği konusu ayrı bir tartışma konusudur ama son yıllarda Ayasofya'nın yeniden cami olarak hizmet vermesi yönünde halkta bir beklenti oluşması ve bazı hareketlerin bu beklentiyi beslemesi başta Yunanistan olmak üzere Hıristiyan batı dünyasını tedirgin ediyor.
Müze olmasıyla rövanşı aldıklarını düşünen batı için Ayasofya'nın yeniden camiye çevrilmesi demek bir kere daha yenilmiş olmak demektir.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Ayasofya Fatih dönemindeki cami kimliğine kavuşturulmuştur dense de bu tam manasıyla tahakkuk etmiş değildir Recep bey. Zira Fatih kilise olan bir yeri içindeki resimleri sıva ile kapatarak tam bir cami hüviyetine kavuşturmuş iken müze yapıldıktan sonra o resimler tekrar ortaya çıkarılıp kilise olduğu dönemdeki şekline iade edilmişti. Şimdi ise o haline dokunulmayarak ve tam bir cami hüviyetine sokulmayarak halkın hizmetine sunulmuştur ki bunun adına ne şiş yansın ne kebap politikası denir. Yani siyasi otorite dinen caiz olmamasına rağmen orasını yine bir kilise hüviyetinde bırakmış ve sadece namaz vakitlerinde basit örtülerle onları güya kamufle etme yoluna gitmiştir. Bize göre Ayasofya halen tam hürriyetini elde edememiş ve tam bir cami hüviyetine kavuşturulamamıştır.
Hayırlı çalışmalar.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta