Gece yine içime çöktü, sâkî.
Koyma bu defa kadehi.
Ben bu gece,
Ay ışığında silinip giden,
ama içimde hâlâ söndüremediğim
bir yüzü düşlemek istiyorum.
Hatırlıyor musun,
rüzgârın saçlarını savurduğu o eski pencereyi?
O oradaydı.
Ay gibiydi
soğuk, suskun
ama göz kamaştıran bir güzellikle...
O günden beri
hiçbir gece tamamlanmadı içimde.
Her mehtap
onun gölgesiyle başlar,
onun yokluğuyla solar.
Ama hiçbir parıltı
onun kadar acı vermez oldu sonra.
Söyle sâkî,
bir yüz nasıl unutulur?
Bir çift göz,
zamanın kıyısında bırakılmış
bir mendil gibi
nasıl silinir içimden?
Ben hâlâ o yüzün eşiğindeyim.
Ne içeri adım atabiliyorum,
ne geriye dönebiliyorum.
Bir hatıra gibi asılı kaldım
yüz ile gölge arasında...
Ay yüzlüydü…
Bir tebessümüyle
bütün karanlığı eritir,
bir susuşuyla
bin geceyi dilsiz bırakırdı.
Gitti.
Ve şimdi
dudaklarımda,
ay ışığı değil
karanlığın acı tadı kaldı yalnızca...
S.GÖL
Kayıt Tarihi : 3.8.2025 07:49:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!