Ay dedimde aklıma düştü o gizemli geceler,
Ruhum seninle dolu dilim seni heceler,
Pamuk prensesim ol bense yedi cüceler,
Volkan gibi sıcağında yak ne olur yak beni.
Güneş gibi parlayan eşsiz güzelliğinle,
Nezaketli zerafetli daha niceliğinle,
Bana saadet bahşeden o yüceliğinle,i
Güller açan bahçene tık ne olur tık beni.
Bir dosta ihtiyacım var limanına dalmışım,
Huzur dolu o limanda demirleyip kalmışım,
Rüyalarımı süslüyorsun sana gönül vermişim,
At denize oltayı tak ne olur tak beni.
Huzur dolu dünyanda bir yer ayır sen bana,
Bu nasıl duygu Allahım kurban olayım sana,
Berrak bir pınarsın sen içeyim kana kana,
Fallarında çıkayım bak ne olur bak beni.
Sen öylebir dostsunki sana ihtiyacım var,
Sensiz bu dünya inan ki bana sonbahar,
Söz ver sürsün bu özlem Kıyamete kadar,
Bu sözlerimi kalbine çak ne olur çak beni.
İşvenle cilvenle sahi dünyalımısın?
Hangi gezegendensin? yoksa rüyalımısın?
Esrar dolu kalbinle söyle hülyalımısın?
Aşkla dolu kalbine sok ne olur sok beni...
Dost kalemlere sonsuz teşekkürler
Yakamozlar ışıyor
Cümle alem uyurken, mehtabın eşliğinde
Görünmeden el ele verip de gezelim mi?
Sahiler ıssız şimdi, gecenin loşluğunda
Deniz dalgalı değil girip de yüzelim mi?
Yakamozlar ışıyıp, yıldız gibi parlarken
Ay araya girmeye dalgaları zorlarken
Sahil boyu durmadan koşa koşa terlerken
Midye kabuklarını derip de dizelim mi?
Canımızdan ayrılıp ruh olarak buluşup
Martı kuşları gibi denizlere dalışıp
Bulduğumuz inciler, mercanları bölüşüp
Deniz kestanesini kırıp da ezelim mi?
Zaman içinde zaman sürsün gitsin ebede
Girelim sağ adımla sevda denen mabede
Buluşarak ikimiz en yüksek mertebede
Sevginin zirvesini görüp de sezelim mi?
Mikdatî der varalım garaip ülkesine
Gidelim ulaşalım en uzak bölgesine
Varıp selam verelim oranın bilgesine
Mutluluk gizemini sorup da çözelim mi?
Mikdat Bal
Nurullah MusluKayıt Tarihi : 24.6.2006 13:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Cümle alem uyurken, mehtabın eşliğinde
Görünmeden el ele verip de gezelim mi?
Sahiler ıssız şimdi, gecenin loşluğunda
Deniz dalgalı değil girip de yüzelim mi?
Yakamozlar ışıyıp, yıldız gibi parlarken
Ay araya girmeye dalgaları zorlarken
Sahil boyu durmadan koşa koşa terlerken
Midye kabuklarını derip de dizelim mi?
Canımızdan ayrılıp ruh olarak buluşup
Martı kuşları gibi denizlere dalışıp
Bulduğumuz inciler, mercanları bölüşüp
Deniz kestanesini kırıp da ezelim mi?
Zaman içinde zaman sürsün gitsin ebede
Girelim sağ adımla sevda denen mabede
Buluşarak ikimiz en yüksek mertebede
Sevginin zirvesini görüp de sezelim mi?
Mikdatî der varalım garaip ülkesine
Gidelim ulaşalım en uzak bölgesine
Varıp selam verelim oranın bilgesine
Mutluluk gizemini sorup da çözelim mi?
Mikdat Bal
Selam ve sevgilerle
Seyfeddin Karahocagil
TÜM YORUMLAR (4)