Ay damlarken gecenin bedeninde denizden
Türkü söylerdi balıklar mavi sahillere.
Bir masal anlatırken denizlere martılar,
Terk ediyor hükümdar ülkeyi cahillere.
Sert esen deli rüzgâr,kırdı taze dalları,
Hangi çiçekten alır arılar bu balları.
Deldi yüreğimi sahilden atılan bir ok,
Azrail de gelse can vermeğe dermanım yok.
Bir cam arkasından görüyorum ellerini,
Neden uzatamıyorsun bana güllerini.
Ben karanlıklara mı anlatayım derdimi?
Biter benim bu derdim fırtınalar dindi mi.
Dinlemez ki kimse bu dağlar kimin, dert kimin?
Kar,tipi dursa,geçer ağrısı gözlerimin.
Kurtar Allah'ım,kurtar beni bu zemheriden!
Başlamasın tipi,kar; bu fırtına yeniden!
Ben ruhumun çölüne göklerden su taşırım,
Kanlı yaramı şimşekler durunca kaşırım.
Ne diye intikam alıyor benden o cellat?
Geleceğimi neden çalıyor benden hayat?
Yıllarca ak adımla yürüdüm de ne oldu?
Yüzümde filizlenen güller sararıp soldu.
Sis çöktü dağlara ve ıssızlaştı ovalar,
Kar yağdı bir güz günü,dağıldı hep yuvalar.
Yarım kaldı ekim.gözümde başladı gece,
Günler yıl olur medrese-i Yusufiye'de.
Gece mehtap dalga dalga kayarken gözümden,
En sevgili yıldızı kaybettim ben özümden.
Ölümün buz yüzünü gördüm ölmeden önce,
Hüzünlü bir sonbahar buldum geri dönünce.
Geçtikçe mevsimler,yakar içimi bir sızı,
Benim gördüğüm rüyalar neden hep kırmızı?
Bir parça koparılırken ruhumdan her seher,
Acıttı yüreğimi çelik uçlu dikenler
Arş-ı âlaya yükseldiğinde benim âhım,
Okyanus rüzgârından koru beni Allah'ım!
Kayıt Tarihi : 30.11.2017 17:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!