Ay çicegi ve anne
Aycicegi kendi dünyasın da eşi ve çocuğu ile mutlu bir hayat yaşarlarmış. Bahar gelipte göç zamanı gelince başlamışlar göç yolculuğuna. Anne önde baba peşinde ve izlerini süren çocukları ile bir müdedt yeşil çimenlerin olduğu yer yüzüne doğru yükselirler. İnek yavrularından bir tanesi haki topragın altındaki anne ayçiceginin taze filizini kırarak yaşamına son verir. Baba aycicek tanrıya sitem eder ve çocuktanda gözyaşlarını gizler. Yer yüzüne çıktıklarında sevniç gözyaşları yerini hüzne bırakır.Çocuk annesini sormaktadır. Canı kadar sevdiği eşinin ölmesini bir türlü kabüllenemez ve güneşi gösterir bak! yavrum annen göklerden bize bakıyor der. Çocuk bir türlü göremediği annesini güneşin aydınlık şefkatinde arar. Yanaklarından öpemediği annesini öpücükleri diye yakamozları sarar ve annesinin fısıltıları diye meltem rüzgarlarını yorar.
O günden sonra, Ay çicekleri annelerinin dönecği ümidi ile güneşi doğuşundan batışına kadar izleyip durmuşlar Gaziantep'ten hepinize sevgiler ve selamlar.Tüm annelere mutluluk ve uzun ömür diliyor, birer güneş gibi sevgi kaynagı olduklarına inanıyorum
Yıldırım öğretmen
Her an yanıbaşımda yatmasaydı
Ben bu yükü taşıyamazdım
Sevinçlerime biraz hüzün katan odur
En çaresiz anımda
Issız bir dere kenarını