Avrupa'da soykırım Anıt'ları açılıyor.
Türk düşmanlığı beyinlere saçılıyor.
Acı duymadan ağlıyan Ermeniler,
Amerika'da baş köşelere geçiriliyor.
Kötü tohumların ekicisi Papazlar,
Değişti Dünya,degişmedi yobazlar.
..
TERÖR
İçimizde ki terör belası…
Tam otuz yıldır, otuz binin üzerinde can. Hele evveliyatını da hiç sormayın. Her kim olursa olsun, can; candır ve Allahın emanetidir. Allahın verdiği bir canı almaya sebep olmak, çocukları yetim eşleri eşinden ayırmak… Daha besmele demeden yaşanan aile dramları ki, her biri bir yürek yangınıdır.
Ya yaralanıp sakat kalanların dramları… Onların kiler meğer ölenlere benzer. Yıllarca süren tedaviler, kaybedilen uzuvlar, yıllarca yarım yamalak yaşamalar. Hem kendi hem sevenleri…
Ya bu devletin harcadığı; savunma sanayine, sağlık giderlerine, personeline… Nasıl dirilsin bu ülke? Bu giderleri bir de teknolojiye ve eğitime aktarıldığını düşünün her halde Avrupa ülkelerinden aşağı kalır yanımız olmazdı.
Bazen düşünürümde; neden bir Hıristiyan devletinde yok. Ya da daha yakınımızdaki Avrupa ülkelerinde… Nerde bir terör görsem muhakkak İslam ülkelerinde…
..
Mehtaplı gecelerde yıldızlar vedâ ederken karanlığa, Yedi Tepelerin ardından güneş usulca doğmaya başlar. Öyle bir parlar ki; İstanbul kalbinin temizliği sarıya yansır. Âdeta (seni, sana bahşediyorum) der gibi’dir.
Mavi ve beyaz farkı bütünleşir. İstanbul geceleri ayrı bir konsepttir. Hangi kelimeleri seçsem de hangi cümleleri kursam incinirsin İstanbul, korkarım yalnış kelime söylemekten...
İstanbul’u size nasıl anlatsam, bilmiyorum ki! Türlü türlü duygular yaşıyorum İstanbul denince, yüreğim kıpır kıpır oluyor, çiğerlerim nefessiz kalıyor doyamıyorum İstanbul’a.
Kimi zaman İstanbul; bir macera semti oluyor, kimi zaman sessizlik elçisi, kimi zaman gül olup acıyor misss kokuyor, kimi zaman Lâle; kimi zaman sert görünüşlüdür sevmiyor karkaşayı ama İstanbul hep aynı İstanbul değerini bilene....
Bir başka güzel okunur İstanbul câmiilerinden ezânlar. Yankılanır Boğaziçi îlâh-î âşka gelir tüm varlıklar (ağaçlar, kuşlar ve niceleri...) Sultân Fâtih’in fethettiği muhteşem şehr-î İstanbul’un koynunda; evlîyâlar, erenler yatar. Şehâdete ermiş binlerce Mehmed bekliyor seni…”
Bir yanda Avrupa, bir yanda Asya kültür hazinesi saklıyor asırlardır bağrında. Birçok imparatorluğa başkentlik yapmış Dünya’nın en eski şehr-i Osmanlının gözbebeği bizlere emaneti medeniyetin ve adaletin beşiği stratejik şehir islâmbol! ..bir yüzün Avrupa’ya bir yüzün orta Asya, bir yüz Ortadoğuya bakar sevgin gönüllerden hiç tükenmez artar...
..
Sevemedim seni hiç zalimdin biliyorsun
Acılar verdin bana ve şimdi gidiyorsun
Hoş gel iki bin yedi kalbe nur saçıyorsun
Ne olur zalim olma gülsün yüzüm bu sene
Vatanıma dokunma ikiyüzlü avrupa
..
GEZEMEZ OLDUK
Vatanı Milleti candan severken
Güneydoğumuzda gezemez olduk
Avrupa birliği insanlık derken
Hainin başını ezemez olduk
Kadın çuluk çocuk cana kıydılar
..
Ultra GALATASARAYIM
Helal olsun sana yürü be ASLANIM
Sarı Kırmızı akan her zerre kanım
Feda olsun sana bu yürek bu CANIM
Mutluluk ile Hüzne düşen göz yaşım
Her zaman vardır sana bu canda
..
ORHAN GENCEBAY ÇAĞRI YAPTI ve ARİF SAĞ VATANA DÖNDÜ! .
Bugün Yine KUTLU CUMA; VATANDAŞ GÖREVLERİNİ BİLİYOR! .
Bir VATANDAŞ; DEVLET BÜTÇESİNİN ÖNEMİNİ KAVRAMIŞTIR! .
HEPİMİZE ÖRNEK OLAN DAVRANIŞTA; BİR BAŞINA YİNE AŞK! .
DEVLET BÜTÇESİ ÖNEMİNİ KAVRAYABİLENLE ÇOĞALAN İNSAN! .
DİN, DİL ve IRK AYRIMI YAPMADAN YETMİŞ BEŞ MİLYONUZ! .
..
AVRUPA DİNLE
Bir Türk Dünyaya bedeldir iyi bilin,
Türklere atma yutarsın küçük dilin.
Ermeni Soykırımı türküsü dilinizde,
Sahte belgelerle dolaşırsınız elinizde.
Her yıl ısıtıp ısıtıp getirirsiniz ortaya,
..
Hey, Avrupa!
Sen de amma zor çocukmuşsun ha! ...
Sana ayak uydurmak için
Kendimizi senin bir parçan saymak için,
Biz seni taklîde çalıştıkça
Sen kaçıyorsun uzağa.
..
========================
ATATÜRK’ TEN İLHAM! ! !
***********************************
Oktay SİNANOĞLU'ndan 'son horaz'ca haykırış!
Türkçe, Türkiye demek; çare ne sağ ne soldur...
'Atatürk'ten İlhâm'sa yurda Türk'çe bir bakış;
Ey 'Dekadan' kafalar! tam istiklâl tek yoldur! ..
..
Ey Resulullah’ın en kıymetli müjdesi,
Ak Şemseddin ‘in duası, Eyyüb’ün gözyaşları,
Fatih’in yoluna baş koyduğu kutlusu,
Fetihle süslediği mavi gözlü gelini.
Sen ki yedi tepenin alımlı, al yanaklı dilberi,
Seni bir kez tadabilmek için çırpındı ne yürekleri
..
İnsan olmanın güdülerinde yarın olmak isterdim! Herkesin eşit şartlarda ve eşit haklarda yaşayabilecekleri bir mekân, kendini yaşam üzerinde mutlu bulan akıl olmak isterdim. Güzel olan güzellikler içinde kelebek, varoluşun üstünde güzel kokulu çiçek olmak isterdim.
Brüksel’deyim. Etrafı izlerken, Ankara’lı bir arkadaşımın sözleri gelmişti aklıma. Bana demişti: « Brüksel’i hiç sevmedim, çok pis » Türk vatandaşlarımızın yoğun olduğu bir mahalle. Her taraf çöp içinde ve yer yer dağınık. Köşeler hacet kokusu, insanın beynini dağıtıyor. Vatandaşlar, sanki bu durumu benimsemiş gibi, şikayet eden yok.
Sokaklarda ki bu ilkel durumla, evlerin durumlarında benzerlik var gibi. Oturulan yere Türk mahallesi demek daha uygun. Şehrin merkezinden oldukça uzakta.
Durumlarından şikayet etmeyen bu vatandaşlarımız, dışlanmanın ve yabancı olmanın vermiş olduğu psikolojiyle farklı boyutlarda yaşıyorlar gibi. Brüksel’de de anlaşılıyor bu. İnsanı insan yapan hususlar, buralarda da çok gerilerde kalmış kanımca. Ve oldukça kalabalık olan bu vatandaşlarımızın yaptıkları işler de aynı; genelde inşaat, esnafcılık ve dönercilik yaygın. Burada da aklıma yine yıllar önce Metz’e gelen ve bir kaç yıl önce kaybettiğimiz değerli yazar Duygu Asena’ gelmişti. Metz’i gezmiş, Türk vatandaşlarımızı ziyaret etmişti ve ardından « Metz et kokuyor « diye bir yazı yazmıştı. Yıllar sonra O’nu çok iyi anlıyorum şimdi. Bir Türkiyeli olarak şehrin çok ötesine konulan bu vatandaşlarımız için endişe duysam da adı yaşamak olsun.
..
Köşeleri tutanlar,kaymakları,havyarları yutanlar,
Yeriniz iyimi?
Rahatınızı ne bozuyorsa söyleyin,
Koruruz sizi kanımızla,canımızla,
Emir sizin,ferman sizin,yaşam sizin,
Hep böyle olmadımı,hep böyle olmayacakmı,
Farketmez..
..
Bugün 19 Mayıs;
Ulusal Kurtuluş Günü.
Ne çabuk unuttun gafil, ne çabuk?
İbretle dolu dünü!
Seksen beş yıl sonra
yine yaşıyoruz aynı günü.
..
Göstermişti Atan sana yolunu
Zalimlere karşı bükme belini
Avrupa’ya asla verme elini
Düşmanlara esir olma Türkiyem!
Bin bir hile vardır garbın kanında
Yer yok asla sana onun yanında
..
Yıl 2000, Mayıs 17,
Gösteriyordu saatler 21:45'i.
Çıkıyordu sahaya aslanların herbiri,
Saydım, on bir kişi.
Geldi rakip, bir İngiliz'di,
Sordum babama, adı Arsenal'di...
..
Neyleyim avrupa yaban dilini,
Atam'dan armağan Türkçe'm dururken,
Çek şu vatanımdan namert elini,
Şehidin kanları yerde dururken.
Bebekleri şehit verdik duymadın,
Otuzbin şehitten haberin yokmu,
..
Çıktı geldi cennetten
Kondu alimin eline
Alimin gülleri bitiverdi yüzümde
Nush ile yetinmedik ettiler tekbir
Tekbir de sökmedi
Buyurdu Hazret hakları kötekdir
..
Ey avrupa birliği insan hakları
Seslenişimiz sadece size
Susturamazsınız müminleri
Karanlığa bulanmış yüzlerinizle
Yüreğimiz filistinde bir çocuğun elleri
Yüreğimiz ırakın kan kokan sokaklarında
..