Duraklarda tabelalar mostralık,
Pazarda manavda,
Tezgahın önündeki mostralık meyveler gibi...
Yolcu ‘müsait bi yerde’ der,
Şoför hemen indirir.
Yolcuya göre, söyleyiş tarzı değişir.
Kibar bir bayan,
‘müsait bi yerde efendim’
bir başka dolmuşçu ise, ‘müsait bi yerde salla’
ev kadını ‘müsait bi yerde indiriver’
genç delikanlı, ‘müsait bi yerde abi’
hepimiz şimdiden Fransız,
yani, yarı yarıya Avrupa’lı.
Müsait yerler, yolcuya göre.
Aklını şaşırmış bir yolcu,
-‘kaptan yol ağzında indir’ dedi.
Yarım Avrupa’lıyız ya artık
Konuşmasını bilmeyeni, kimse ciddiye almaz.
Şoför dalga geçerek, epeyce geç durdu.
Ellerinde ağır yükleri var yolcunun, haliyle sinirli.
-‘ben yol ağzında dedim kardeşim! duymadın mı? ’
-Hadi in hadi konuşma,
-‘yol ağzı değil, müsait yer deyeceksin, hala öğrenemedin mi? ’
tepesi atan yolcu
-‘hay senin müsait yerini’
Şoför hazır, hemen fırlar yerinden.
Yaka paça birbirine girerler.
.............................................
derler ki, suçlu lügat mış.
Ve yine derler ki,
Türkçe sözler nereye çeksen
Oraya gidermiş.
Müsait yer kimine göre çok dar,
Kimine göre çok geniş,
Lastik gibi esnermiş.
Kayıt Tarihi : 8.10.2004 20:09:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Halil](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/10/08/avrupa-kapilarinda-3.jpg)
Dr İbrahim Necati Günay
TÜM YORUMLAR (2)