Avrupa’da ne oluyor… Şiiri - Sevinç Kavuk

Sevinç Kavuk
1200

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Avrupa’da ne oluyor…

Anımsamak tadı doldu damağıma, dimağıma. Avrupa’da ne oluyor deyip durdum kendi kendime, yazdım, yazdım, yazdım… ve birden gelmişti aklıma, henüz yazamamıştım. Şimdi bu vesile olgusuyla rahatladı içim. Bayramlarımızı yüreğimde tadıyla, Avrupa bayramlarımızı da birlikte bir başka hoş duyum artılarıyla zenginleştim tadımda. Burada da bayram yaklaşıyor, Weihnachten, noel bayramı deniliyor sanıyorum.

Her noel bayramına daha iki ay önceden başlıyorum bir hoş bayram kokusuyla… alış verişlerde ve caddelerde… bayram günü oturup bütün hazırlığın yorgunluğunda bir dinlenmeyi hak etmiş gibi huzur ile rahatlığı tadılıyor olduğunu düşündüm. Tam bu sırada geldi aklıma;

Bir Ramazan bayramı kutsallığı için önce üç aylar, sonra bir ay vicdan hazırlığı oruç ve nihayet bayram… bugün ise tattırılanlar… ağlamıyorum… düşünüyorum sadece öylece… kaybettiğimiz değerlerde daha insan olduğumuza kanaat etmeyi istemenin anlamını düşünüyorum… bu kanaatler ile vatan duygusuna kalabilecek bir vicdan duyarlığının hacmini ölçüp biçmeye başlarken, tartakladığımı hissedip, sustum… çocuklarımızı ezmeye ama daha yetecek kadar bir güç kalmış olduğunu kim hissediyor? Siz! Sağolun… bu amaca hangi hız ile gidileceğini anlayan var mı?

Vatan niye sürekli meşgul ediliyor? Tütsülerle haşiş koklatmaya ısmarlanılı cemaatler çoktan başladı işine… Avrupa’da ne oluyor diye yazdıklarımdan sadece şu kadarcığını alacağım buraya:

Hippilikti sanıyorum 70’li yıllar, ama 60’lı yıllardı ön hazırlıklarıyla işe girişmiş olan cemaat denemesi. Hitler’den sonra Amerika korkunç bir hızla deneyimler yapıyor… Amerika’da, kocaman lüks bir bina, uçsuzca büyük bir arazi, negatif pozitif enerji dengeleme oynu ile üye kazanıyor şarlatanlıklar, çitlerle de çevirip, yavrusunu arayanların başına gelmedik bela kalmadığı yıllardı… şimdi Türkiye’deler onlar.

Avrupa’dan her ülke yarım milyonu çok çok aşan kurban vermişti, maddi manevi ayrıcalığı olmakla, milyarlar denilen bir dolar miktarıydı haber diye verilen, bu tütsüleme işi ile denge heyecanı zevkinde çocuk üretmeye genç adayların ırzına dolanmalarda alınabilen miktarlarla paralel bir dehşet… tütsüler haşiş bacası gibi yanan mumlar daha… salonu büsbütün dolduran ve soludukça soluklanmak ihtiyacına coşturan… ve neler neler yok ki… giderek peygamber, ilah, bilmem neler sıralanıyor daha… onlar bir gösteriyi nasıl sergiliyormuş diye cüret edemiyorum yazmaya bu okunanları… okumak için kütüphaneler ilginçliklerle dolu… her neyse…

O doğan çocuklar da ilahlar oluyor diye, ellerinden alınıp kulelerden aşağı kendini bırakan melekler olacaklar seyri için gösteriye sunulanlardı… bugün acaba, onlardan kurtarılanlardan hayatta olanları var mıdır? Çok isterdim yaşıyor olduklarını, biliyorum her taraflarıyla perişan azap bir yaşam o… yine de diliyorum yaşamda olduklarını, yaşayan bir şahit olmak için ikinci kere bu kurban yaşama direnebilirler mi acaba? ... bunu iste hiç sanmıyorum…

Hep zenginlerin çocuklarıydı para kazandıran ve doğuma en cenabet seremonilerle hazırlatılan… fakir çocuklardı, hem cemaat sayısını heyecan boyutuna taşıyan bir değer ispatı, hem dilencilik ve satıcılıkla zenginden iki kat bedel toplamaya süründürülen, hem öldürülme ile kaçmaya çalışmaya bir cüretin korkutulmaya hazır kurbanları…

çocuklar, vatan ve bayramlar… ne korkunç bir alıştırma safhası yaşıyor Türkiye… bugüne kadar Demirel’den başlayan bu alıştırmayı yutan bir millet olarak, sağcı solcu kıyımcılığına çok hızlı girdi ve bugün bundan kurtaramıyor bile kendini, kim bilir ne çoğu… diyemedi hiç biri, diyemiyor daha ne iğrenç boyutta bir seçim verisi gösterisi olarak

vatanımın sağı türk, o benim diyebilmeye
vatanımın solu türk, o benim diyebilmeye
vatanımın üstü Allah sevgimde imanım
vatanımın altı Şehit saygımda geleceğime kalan emanetlerime çalışacağım sorumluluğum…

Metanet ve bilgilenmeye direnişle dayanılacak daha nice sürprizlere dayanmaya güç diliyorum Allah’tan….dua ile…
Avrupa buna rağmen, bütün tecrübelerine rağmen niye Türkiye hakkında ileri geri söyleniyor diye şaşmıyorum… bir Avrupalı ciğerliği taşımak hiç hoş bir şey değildir, diyebiliyorum rahatlıkla… peki bu yeni cins cinsiyetiyle hükümetli bir Türkiye çok ilginç değil mi?

Bir cumhurbaşkanı sıfatını, çarşıdan ekmek almaya yollanılan uşak gibi, hangi edeple almış olduğuna yakışan bir durum ile sorulara yanıt vermeye, sanki Roma arenasında, bir gösteri sahnesi gibi bir keyfiyet, bu ne sürüngeçlik? ... ne oluyor bunun anlamı? ... cumhurbaşkanı ne diye ülkelerarası bir söyleşiye ülkelere gidiyor olmalıymış? Bunu halkın kendisi üstlenmeye yeteneğini mi kaybetmiş? Bu sahnelerde utanma hissini bulabilen ne yapıyordur acaba, … diye bir tiyatro sahnesi miydi gibi bir düşüncede bile teselli olamadım…

Kocaman Türkiye’de tek kişilik parti ile MHP var sağlıklı… günah olmaz mı bir olası durumda sadece onların üstlenmesi? Veya diğer bütün partilerde eskilerden kalma sistem devam edecekse? Veya mahalle de sevildi diye bir partiye başkan olurum heveslerinden taşanlar, başkanlığa bari bir karınca kafesi yapsak cam fanuslu, kralımız ya da kraliçemiz olsun, herkes de bildiği gibi yaşasın gitsin…

Bizim masalımız ne olacak gelecekte? Ceddimizin kutsal verileriydi uygarlığın bugüne ulaştırılmasına düşünce ve duruş emekleriyle…

Sevinç Kavuk
Kayıt Tarihi : 12.10.2007 03:17:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mehmetz Yıldırım
    Mehmetz Yıldırım

    duyarlilgini anliyorum dost, kutluyor; tum ictenligimle destekliyorum....

    Cevap Yaz
  • Rahim Recep Akdora
    Rahim Recep Akdora

    ilk önce bayramını kutlar ve salıklı nicxe bayramlara dileklerimle.
    bu yazına yorum olarak bu sabah yazdığım şiirimi kaydediyorum.
    saygılarımla:
    rr.akdora

    Sağ Dönersen


    Bugün bayram oğlum
    Ananın eli senin öpmeni bekler kaldı
    Seni kucaklamayı en çok bu sabah istedim
    Bu sabah en çok istedim soframızda beraberce yemek yemeyi

    Sen yoksun oğlum
    Sen askersin
    Tüm tutarsızlıklar yüzünden seni kınalı görmeye başladım
    Tansiyonum kalktı
    Umutlarım şüphelendi
    Azaldı güvenim.

    Sen oğlum askersin.
    Bu vatan bizim vatanımız
    Basiretsizliklere küsmek kurtarmaz vatanımızı
    vatanımızın mert erlere ihtiyacı var
    Sen mert ol
    Tetik ol, anık ol hep
    Sen gördüğünü vurur ol.

    Vur oğlum her gördüğün çakalı
    Sakın insan hakları
    İnsan hakları kuralları yalanlarına inanma
    Bu kavramlar bir aldatmacadır
    Havaya, yere boşuna mermini harcama
    şüpheli kıpırdayan yaprağı bile gözünden vurmalısın.
    Yaşayan her çakalın bir tarafı ölüm kusabilir
    Yaşatma oğlum
    Bıktık düşmanlarımızı hapislerde doyurmaya

    Evet bu sabah bayram
    Memleket gözyaşına boğulmuş
    Memleket mezar açılmış öldürülenlerimize
    Memleket yetimler memleketine döndü
    Memleket
    Nereden baksan ağlar göründü

    Bu sabah bayram oğlum
    ananın eli hala beklemekte seni

    sen askersin oğlum
    silahını eksik etme elinden
    gözlerin hep açık olsun
    sağ dönersen
    başka bir bayram öpersin ananın elini

    rahim recep akdora

    Cevap Yaz
  • Cevat Çeştepe
    Cevat Çeştepe

    Bugün parlemento içinde sağlıklı kimliğe sahip ne yazık ki hiç bir parti yok benim görüşüme göre . Belki tek tek bakıldığında doğru düşüncelere rastlanıyor ama parti kimliğine bürününce ses soluk fazla çıkmıyor. Gördük, görüyoruzda , böyle giderse daha da göreceğiz . Yazınızın genel bakışı doğru tabi . Kutluyorum, saygı ve sevgilerimle ..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Sevinç Kavuk