Yazık bu diyara, yazık toprağa
Kadrini bilmeyen beyine yazık!
Kırılan dallara, kopan yaprağa
Çaresiz şehrine, köyüne yazık.
Ormanlar acıyla keser kedere
Bacalar aldırmaz çıkan zehire
Havayla birlikte yağmurla yere
Hayatın kaynağı suyuna yazık.
Anlayın, dinleyin… gelmeyin gaza
Bir bakın termikten kalan enkaza
Mevcudun riskini indirin aza
Denize, gölüne, çayına yazık.
Hele bak etrafa savrulan küle
Bak hele üstüne verince yele
Zeytine, kekiğe, çiğdeme, güle…
Şu yetim kuşların tüyüne yazık.
Yediğin, içtiğin nereden gelir?
Düşünen mantıklı cevabı bulur.
Vicdanın tertemiz soluk mu alır?
Desene, olmaz mı soyuna yazık?
Kurduyla kuşuyla cennet bu giden
Israrla çevreyi katletmek neden
Yaşama hakkını ki ihlal eden
İcazet verenin oyuna yazık.
Ne termik santraller ne de nükleer
Kim demiş olmazsa hâlimiz beter?
Yurdumun rüzgârı, güneşi yeter
Görmeyen gözlere, beyine yazık.
Doğanın feryadı yükselen sesle
Seslerim herkese en içten hisle
Bugüne, yarına, gelecek nesle
Kayıtsız kalanın boyuna yazık.
30.04.2020
Salih Erdem
Kayıt Tarihi : 30.4.2020 18:46:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Salih Erdem](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/04/30/avdan-in-feryadi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!