Attila İlhan: Hakkında ziyaretçi görüşle ...

Attila İlhan
15 Haziran 1925 - 11 Ekim 2005
192

ŞİİR


2315

TAKİPÇİ

  • Nesrin Göçmen İnankul
    Nesrin Göçmen İnankul 28.10.2005 - 08:20

    Ölüm soğuk derler
    oysa ustam onu da yendi...
    Giderken nefesini bırakarak içime...
    Rahmetle anacağım her an.....
    Son yeri Cennet olsun diliyorum.

  • Ulaş Güleviz
    Ulaş Güleviz 27.10.2005 - 13:04

    Ah Attila İlhan
    savaş acısı çöktü yüreğime
    Erindim
    gidişini görmeye gelemedim

    Ağır romanları
    şiirleri gömdük eylülde
    Acıyarak
    ve şimdi seni
    bedenini
    ve acıtarak bedenimi
    gittin sonsuzluğa
    mavi bir düş gibi

  • Yavuz Bayram Çalışkan
    Yavuz Bayram Çalışkan 23.10.2005 - 17:26

    Bir ayrılık şarkısı sararan otlar, güller ve dikenler,
    Tükenmez bir dünyanın yok oluşudur o.
    Bir ilki bir sonu vardır mevsimin,
    Koynuna girerse hazan, zayıf düşersin,
    Getirir bir zamanlar öldürdüğün kışı.
    Ağlama ve dudak bükme, sadece gülümse,
    Kış gider bahar gelir,bahar gider yaz gelir,
    Yaz biter hazan gelir.
    Ne kadar da farklı bulsan mevsimi,
    Onlar birbirlerine yaslanmışlardır.
    Serinlik soğukluğa,ılıklık bir ayaza,
    O muhteşem bahar, bir kan sıcak yaza dönüverir.
    Sevebilir miyim demeyin, sevin,
    İnanın ve dokunun, daha bir güzel sevin.
    Mutluluk sevgiyle dolarsa kıvanç ve coşku olur,
    Kaygı ve yalnızlık geride kalır.
    Uzaktan konuşma ve asla geri durma,
    Küçük mutluluklar yürekte hep birikir,
    Göğsün delice çarpar.
    Bir öpücük kondur, ver ömrünü,
    İnan ve tut ellerini,
    Yaşamak buysa eğer mevsimine göre yaşa...

  • Yavuz Bayram Çalışkan
    Yavuz Bayram Çalışkan 23.10.2005 - 17:24

    Deniz suyu gözlerim,
    Değirmenin çarkına akar.
    Fani sevgililer tutuklu,
    Uçuruma giden tükenişlerde.
    Yıldızlara adadım kendimi,
    Tufanımı bekliyorum,
    Havalanmak için.
    Adayı su basmış,
    Nefretleri mahvediyor.
    Zamanda özgürlük armonisini çalıyor.
    Hislerim dayan,
    Yıkma kendini.
    Tenime saplanan dikenleri savuruyorum.
    İhtiyacım var tenine,
    Dokunmak, hissetmek,
    Arzulamak, seninle debelenmek,
    Ruhların dansını seninle yapmak istiyorum.
    Uğruna ölünecek bir üstad arıyorum,
    Sevgimi öldürmeden...

  • Ali Rıza Navruz
    Ali Rıza Navruz 23.10.2005 - 03:21

    VE ATTİLA İLHAN DA...

    /Gitti/ demek o kadar zor ki! .. Duvar’a bir göz atıyorum /dışarda tabiat, mevsiminin en çıngıraklı ayında/ iken, /yok bir tren penceresinden/ bir vedâ öpücüğü yolladı biz istasyonda kalanlara Attila İlhan... Enver Gökçe’nin dediği gibi /anne dizi, kardeş dizi, yâr dizi güzel değildir/ demiştir bir Tanrı dizinden...
    /görünen bir mezarlıktır zaman
    şairler dolaşır saf saf
    tenhalarda şiir söyleyerek
    kim duysa korkudan ölür
    -tahrip gücü yüksek-
    saatli bir bombadır patlar
    an gelir
    attila ilhan ölür/
    İşte o an 11Ekim 2005’te geldi. Tahrip gücü gerçekten yüksekmiş o anın ki bir bomba olup patladı. Ve Attila İlhan ne yazık ki omuzlarına çöken azraile teslim oldu işte... /namlı masal sevdaları/nı kimden dinleyeceğiz ki artık! /bir yol koyup gideni gelir mi sandın/ şeklindeki sitemlerini kimlere ileteceğiz ki bundan böyle... Sevdâya dair o müthiş kıskançlığı böyle kim mübâh kıldıracak ki bize? .. /Sisler Bulvarı/nda değildik. Aylardan Kasım da değildi, üstelik üşümüyorduk da henüz. /Gece bekçilerine saati soruyordu Attila İlhan gecelerin orta yerinde... Ve artık kalbini susturmak istiyordu sanki. /eğer ben yalnızsam, yanılmışsam; elimden tut yoksa düşeceğim! / dediğini duysam, kara toprağa –şimdilik- düşmemesi için mutlaka koşar ve tutardım ellerinden... Demek; /insan akşam üstü ansızın yorulur/ Ve o akşam, sabaha onsuz taşınır. Sonrasında Attila İlhan da...........

    11 adet şiir, 10 roman, 1 gezi, 17 adet deneme-anı-inceleme kitabını Türk edebiyatına armağan eden Menemen 1925 doğumlu Attila İlhan; kendi kuşağını ve ardından gelenleri etkisi altına alan usta bir şair, iyi bir romancı ve senarist, ve de tarihçi bir sanat adamıydı.

    Ödülleri çıkınına, öbür dünyada umarım Allah’ın rahmetini de katar.

    /adını mıh gibi/ aklımızda tutacağımızdan emin ol koca yürek! Rahat uyu, müsterih ol! ..

    11/10/2005

  • Sibel Uygun
    Sibel Uygun 22.10.2005 - 21:13

    Beni koyup gitme ne olursun
    Durduğun yerde dur
    Kendini martılarla bir tutma
    Senin kanatların yok
    Düşersin yorulursun
    Beni koyup gitme ne olursun
    Bir deniz kıyısında otur.
    Gemiler sensiz gitsin bırak
    Herkes gibi yaşasana sen
    İşine gücüne baksana
    Evlenirsin çocuğun olur
    Beni koyup gitme ne olursun
    Sonun kötüye varacak
    Beni koyup gitme ne olursun
    Elimi tutuyorlar ayağımı
    Yetişemiyorum ardından
    Hevesim olsa param olmuyor
    Param olsa hevesim
    Yaptıklarını affettim
    Beni koyup gitme ne olursun
    Seninle gelmeyeceğim yine de
    Beni koyup gitme ne olursun

    Şiir: Attila İlhan “Ağustos Çıkmazı”

  • Mehmet Dağ
    Mehmet Dağ 21.10.2005 - 18:45

    (((ŞAİRLERİ YÖNETMEK YILDIZLARI YÖNETMEKTEN DAHA ZORDUR)))

    An gelir tanımazsın pırlantayı
    Zümrüdü, yakutu, safiri.
    Onu çıkaran bilir.
    Yedi kat yeraltından
    An gelir tanımazsın altını, gümüşü
    Onun güzelliğini, toprağı, altın, yapan bilir.
    Bilemez senin kıymetini, bedava yaşayanlar.
    Tanırlar seni Atilla İLHAN üstat
    Emekten yana bütün insanlar
    Işığını alır satar zindandaki seviler
    Korkarlar senden dağdaki eşkıyalar
    Ve korkarlar senin ışığından bütün KANLA beslenenler…
    Severler seni dağlara yaslanalar
    Severler seni volta atanlar
    Severler seni alın teriyle beslenenler.

    Mehmet DAĞ

  • Louıs Aragon
    Louıs Aragon 21.10.2005 - 00:32

    Yaşarken birine yakınlaşmayı ondan elektrik almak diye nitelendiririz. 'An'ların kıymetini yeterince bilemeyiz. Yaşamı gözlemsel bakabilmeyi öğrenip de o derinliği keşfetmek için felsefi bakamayız. Oysa o bunu yaptı ve bize yansıttı. 'An'ların değerini gösterdi. Şairliğinden çok felsefi yaklaşımları ile düşünce dünyamızı zenginleştirdi. Sonunda 'elektrikler kesildi' ve o gitti. Ama gidinceye değin inadına yazdı bıkmadan. Tıpkı diğer duyarlı aydınlanmacılarımız gibi. Mumumuz da sözmüştü bir 24 Ocak'ta. Şİmdi de elektrik kesiliverdi. Karanlığa sürüklenmemek için onların değerini yaşarken anlamalıyız değil mi?

  • Mehmet Işık
    Mehmet Işık 19.10.2005 - 16:30

    ....BEN SANA MECBURUM SEN YOKSUN....

  • Tülay Sustam
    Tülay Sustam 18.10.2005 - 16:27

    ardından ''bir kova şiir döküyorum'' :(((