Ne zamandır ertelediğim
Mektupları yaktım odamda
Geniş omuzlarından geçen dar pencerelerden
baykuşları da uğurladım
Göz kapaklarımda henüz bitmemiş yağmurlardan
kendimi alıp dışarıya
fırlatıyorum
Dünden öncesini de içime gömdüğüm bir yer var o boşlukta
Çukurlar genişledikçe
Ters ayaklarıyla üstüme yürüyen
sürüngenler görüyorum rüyamda
Kalbime bir delik açıp
Kapıyı hızla çarpıyorlar yüzüme
Su aygırı olmak isterdim
Bazen de denizde sırt üstü yürümek
Gözlerim her baktığı yerde iz bırakan bakır bir tepsi gibi
sendeliyorum orda
Bazen sesimi büyütüp resim falan yapmayı deniyorum
Olmuyor
Anlatacak olsam, tenimi yerinden koparıp
hızlıca
Koşacağım
Örneğin, beyaz bir kağıt parçası bulup
bulutlardan ev yapıyorum
Yağmurlardan rengarenk gökkuşağı çıkıyor
Dünyanın diğer ucunu oturup
seyrediyorum o anları
Ne zamandır ertelediğim
ekmek kırıntılarını
Ufalayıp kuşlara yedirdiğimde
Kayık tabaklarda yüzdürdüğüm yüzümden
bir önceki mevsime
Dağılan parçalarım
Çıtırdıyor
Sen ip atlarken
Ben sümüklü ponçiklerle
Yumuşak harfleri yuttum sevgilim
Kasıklarımdan dökülen kemiklerim yıldızlı pekiyi aldı
Kalın cümleleri kalbinin yerini unutmuş adamlara aşkı anlatamazsın
Onlarda atgözlüğü var
Dahası nar ayıklamak da bize düşüyor.
Özge Özgen
Özge ÖzgenKayıt Tarihi : 25.2.2022 00:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!