Selam verdin çıktın birden karşıma,
Açtığın yaralar diner mi sandın?
Meddah oldun girdin gönül çarşıma,
Kukla oynatmayı hüner mi sandın?
Kaskatı vicdanın hep kin güderken,
Sevdamla eğlenip, alay ederken,
Dağların dorukları dumanlı olur
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Devamını Oku
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Selam verdin çıktın birden karşıma,
Açtığın yaralar diner mi sandın?
Meddah oldun girdin gönül çarşıma,
Kukla oynatmayı hüner mi sandın?
Kaskatı vicdanın hep kin güderken,
Sevdamla eğlenip, alay ederken,
Arkana bakmadan çekip giderken,
Kırılan kalp sana döner mi sandın?
Düşürsen de beni dönen çarkına,
Su yerine çamur dolar arkına,
O zaman varsan da işin farkına,
Su olmadan ateş söner mi sandın?
Karabaş koyundan olur mu teke?
Konuşamıyorsun olmuşsun keke!
Boşuna uğraşma çıkmaz o leke,
Kara katranı sen tiner mi sandın?
Biçare kalarak seni beklerken,
Bırakıp da gittin durup duruken.
Tekrardan dönmemi ümit ederken,
Ateşsiz odunu yanar mı sandın?
USTA İŞİ GÜÇLÜ BİR KALEMDEN VE YÜREKTEN
ÇIKTIĞI AÇIK SEÇİK BELLİ OLAN BİR ŞİİR
HELALİNDEN +10 PUAN VERDİM BİLE
GÜNÜN ŞİİRİ SEÇİLMEYİ HAK EDECEK GÜZELLİKTE BİR ŞİİR
YAZAN VE SEÇEN YÜREKLERİ KUTLARIM
DUYGULU
AKICI
HORMONSUZ BİR ŞİİRDİ
Tekrar Merhabalar, dün çok geç de olsa 'Ateşsiz Odunu Yanar mı Sandın' isimli şirimin günün şiiri seçilmesi nedeniyle yapılan olumlu ve olumsuz eleştirilere kendi görüşlerimi de katarak yanıt vermeye çalıştım. Burda herhangi bir kimseyi kırmadan ve hedef almadan düşüncelerimi beyan ettim. Her türlü eleştiriye açık olduğumu belirttim. Sadece maksadını aşanlar hariç. Dün geç saatlerde yaptığım eleştirilere şiirin içeriği konusunda verdiğim yanıttan sonra bugün gelen yanıtlara da baktım. Antolji.com'un en eskilerinden olduğumdan burdaki üyeleri gerk gurplar gerkse özelime gelen mesajlar ve gerkse de yayımladıkları şirlerin dolayı az çok tanımaktayım. Dün ismen zikretmediğim bazı arkadaşlarımız sanırım sırf tanıdıklarımın eleştirlerine yanıt verdiğim kanısına kapılmışlar. Siz de takdir ederisniz ki her yorum yapana ayrı ayrı yanıt verme olanağım yoktur. Özellikle eleştirilerde göze çarpan kısımlara yanıt vermeye çalıştım. Durum budur.
Gelelim bugünkü değerledirmelere:
Özellikle şiir görecelidir. Bir şiir hakkında bu işin piri olmuş kişiler dahi çok farklı yorumlar yapabilirler. Bana hitap eden bir şiir, başkası için şiir değeri bile taşımaz. Yada başkası için süper sayılan bir şiir, benim ve senin için şiir değeri taşımamayabilir. Çünkü o şiir kişilerin o şirden ne anladıklarına yada ne tür şiirden hoşlandıklarına göre değişir. Günün şiiri seçilen bu şiirimi benim savunmama gerek bile yoktur. Çünkü şiir kendini zaten ispatlamıştır. 2005 yılında yuzlerce şiir arasında, benim henüz hiç tanınmadığım bu camiada ve yarışmalarda dönen şailara rağmen hece dalında ikinci olmuştur. Basından da yayımlanmıştır. Ama buna rağmen herkese hitap etmeyebilir. Bundan sonra da ödül alan şiirlerim olmuştur. Ama yazdığım şiirler arasında bana göre de sanatsal açıdan çok zayıf olan şiirlerim oldukça fazladır. Ama bu şiir değil. Çok iyi olmayabilir ama bu şiire zayıf demek hataya düşmektir.
Sevgili Mehmet Özdemir Bey, sadece şire yorum yapan tandık ve dostlarımın eleştirlerine yanıt veridiğimi belirterek sitemde bulunmuştur. Sakın böyle düşünmesin, siz de takdir edersiniz ki o kadar yorum yapan kişiye ayrı ayrı yanıt vermem mümkün değil. Buna rağmen isim zikretmeden herkese ayrı ayrı teşekkürlerimi belirtmiştim. Ama kendisine bu vesileyle yapıcı eleştir ve şiir üzerinde doğru tespitlerinden dolayı tekrar tşk.ediyorum.
Sevgili Onur Bige Hanıma da saygılı ve samimi görüşlerinden dolayı tşk. ediyorum. Ancak, yayımlanan şiirle alakası olmayan atışmaların sırf sayfamda yorum fazlası gözüksün diye yapılması yanlış. Onun yerine bu benim şiirm olmayabilir hangi şir olursa olsun şiirin konusu yada içerdiği uyak , ayak ile ilgili olursa bir itirazım yok. Ayrıca bunu başka yöne çekerek 'Rahatsız olduysanız ve bu konuda haklıysanız, yönetimden rica edin silsinler.
Sizemisafir gelsek, atışsak, eğlensek, evinizden mi kovacaksınız bizi? Aynı şeydir.' gibi amacı farklı kulvara çekmeniz doğru birşey değildir. Evimde hemen herzaman şiir dinletileri yapılmakta şair ve sanatçı dostlarımı ağırlamaktayım. Bizim geleneklerimiz gereği misafirimizin başımızın üstünde yeri vardır. İstedikleri gibi gülüp eğlenirler. Bunu getirip te şiire yapılan yorumlarla bağdaştırmak yanlıştır. Kendisini bende burdan tanıdığım kadrıyla sevip saymaktayım. Ama yanlışı yanlışla desteklemem. Hele Yönetime bildirin silsinler gibi bir ibare benim mizacıma ters düşmektedir. Bunu direk kişilerin kendisine saygı ölçüleri çerçevesinde bildiririm. Yanlışı devam ettirirse onun bileceği şeydir. Ama şunuda belirtmeden geçmeyeyim; yaptığınız eletirlerde gerçekten ders niteliği taşıyan yapıcı eleştirlerde mevcut. Bu nedenle sizi yürekten kutluyorum. Ama atışma konusunu yanlış olduğunu bir kez dah vurguluyorum. Umarım kırlmamışsındır. Görüşmek dileğiyle mutluklar, tşk.ler Bilge Hanım.
Sevgili Mehmet Binboğa Bey'e gelince şiirime yapılan yorumlarda asla rahatsız olmadım am sanırım siz öyle algılamışsınız. Önceki mesajımı okuyabilirsiniz. Benim de burda sizler yönelttiğim eleştiriler var ve siz bunu rahatsızlık olarak algılıyorsunuz. Ben dsotlarımın yorumlarını eklemdim. Sadece doru tespit yapan burdan tanıdığım bir şair arkadaşıma dostum diye hitap ederk 2008 yılında beni hiç te fazl tanımdan yaptığı yorumu belki kaçırdığınız birşeyler vardır diyerek sizlere sundum. Ayrıca 'ira sayfanız hiç kimseye nasip olamayacak kadar zenginleşmişti.' gibi bir ibare kullanmışsınız. 2 yıl gibi Uzun zamandır antoloji.coma girmediğimden yorumlar yada şiirlerim kısmen fakir kalmış sizin dediğiniz anlamda. Ama başka şiirlerime baktığınızda genelde 80-90 civarında yıllar önce yorum almış şiirlerim mevcut. Ben bununla övünmüyorum. Ayrıca 2004 yılında yine bir şiirim 'Mağrur Güzel' antoljinin henüz yeni olduğu zamanlarda günün şiiri seçilmişti. Atışma konusuna yukarıda yanıt verdim. Şiirle ilgili olursa sonuna kadar desteklerim. Ama sırf mesaj fazlalığı içerecekse yapılmaması daha doğru olacağı kanatindeyim. Ayrıca eğer herşeyi o kunda tahsil görmüş kişer yapsaydı sizin dediğiniz anlamda en iyi şairler Edebiyatçılar olurdu. Mesala çırkalıkta yeişen bir elektirkçi, duvarcı, marangoz, muhasebeci terzi vb. meslekleri okulda yetişenler onlar kadar pratik ve doğru yapamıyorlar. Bu benim içinde çalıştığım kurumda da mevcuttur. Hatırlatmak babında sunuyorum. Yine de herşey için tşk.ler. İyi geceler, Saygılarımla.
Abbas Bey,
Buraya asılmadan okumuşolsaydım, açıktan övgü,özelinize eleştiriri yazardım, diğer arkadaşlarıma yaptığım gibi ve on vererek ayrılırdım, sayfanızdan. Fakat buradaki şiir, eleştiriye açılmıştır. Burası,bir eğitim yuvasıdır ve tahtadaki eser incelenerek ders verilir. Verilen ders de alabilene...
Siz ben de en az o saydığınız kişiler kadar sever ve sayarım. Dostluk başka, alışveriş başkadır. Darılmaca gücenmece yok! Yasrın sizi vuran oklar,bana da çevrilecek. Ne yapacağım?
Hatam varsa, kabul edeceğim, düzelteceğim. Atyet değil ya... Kulkelamı... Övgü varsa sevineceğim. Fakat her iki tarafa da teşekkür edeceğim.
Eleştiri, sizi adım adım yukarıya taşır ve yükünüzü eşleştirmen taşır.
'Yegane nokta-i rüyet iken
Görmezkendini, dide bile!' demiş, Peyami SAFA.
Tek görüş noktası göz olduğu halde, kendisini göremez. Ben de kendimigöremem. Gözümdeki SABAN OKUnu... Sizin gözünüzdeki saman çöpünü görürüm.
Onedenle alınmayın, darılmayın bize. Teşekkür de istemeyiz.
Atışmamıza gelince, bir şiirin gölgesinden geneledir. Gereklidir. Söz açılmışken, yeri gelmişken denen sözlerdir. En azından benim yazdıklarım... Özele girmedim. Ders niteliğindedir yazılanlar. Rahatsız olduysanız ve bu konuda haklıysanız, yönetimden rica edin silsinler.
Sizemisafir gelsek, atışsak, eğlensek, evinizden mi kovacaksınız bizi? Aynı şeydir.
Siz nasıl düşünürseniz düşünün, benim sizin kişiliğinize dokunan sözüm yok. Olaya karışan diğer arkadaşlarımın da öyle...
Başarılar...
Mutluluklar...
Sayın Abbas Yurt Beyefendi,
Ahmet Erdem Bey’in geç bildirmesi sebebiyle ancak son dakikalarına yetişebildiniz..
Sitemimiz Ahmet Erdem Bey’e….
Bu yazıyı herkes okumalıydı..
Ödüllü bir şiirmiş …işte ona dikkat etmemiştim.. özür dilerim.. baştan bilseydim ben eleştiri yazmazdım..
Dostunuz Metin Yatlı Bey de amma nasipliymiş.. dostundan bir şiir okumak istiyor canı..bir açıyor ödüllü şiir…tebrikler..
Metin Yatlı Bey’in açıklamalarından oldukça istifade ettim.. yoksa bu girift,anlaşılmaz..sepk-i hindinin bütün özelliklerini taşıyan…. Aynı zamanda felsefi…tasavvufi şiiri çözümlememizde yardımcı oldu..
Önceki gün de Ayhan Kırdar’ın şiiri için Mehmet Kaplan’ın yapmış olduğu tahlil 3 kez kopyalandı…üçünü de okudum… bunlar faydalı hizmetler..
Yalnız takıldığım bir yer oldu…yapıcı eleştirileri yapanlar (sanırım dostlarınız) ismen zikredildi.. biz de sanırım yıkıcı eleştiri yapanlardanız…
canınız sağ olsun..
tebrik eder…başarılarınızın devamını dilerim..
Bazı şiirlerin kısmeti açık demek ki. Bir şiir 200 e yakın olumlu yada olumsuz eleştiri alabiliyorsa genel bir beğeni rüzgarını yakalamış demektir. Bu açıdan söylenecek sözüm yok. İnsanımızın kafiyeli ve belli kalıplar içine disiplin edilmiş şiirleri daha çok sevdiği bir gerçek.
Ben başka şeylerin peşindeyim dostlar Daha yabanıl, daha el değmemiş. Keşfedilmemiş bakir alanlarda kuşlar misali süzülen şiirin peşindeyim. Öncekilerin kopyası gibi duran şiirleri sevmiyorum vesselam.
Yukarıdaki şiir de öyle. Türk halk şiirinden klonlanmış öğeler biraz değiştirilerek sunulmuş .
Örnekleyelim:
(Şiirin bir mısrası)
'Kukla oynatmayı hüner mi sandın'
(Yemen türküsünden bir mısra)
Yemene gideni döner mi sandın
Merhabalar, öncelikle bu şiirimi günün şiiri olarak seçerek onure eden sevgili antoloji yetkililerine teşekkürlerimi sunmayı borç bilirim. Daha sonra da olumlu veya olumsuz eleştirilerde bulunan tüm arkadaşlarıma da ayrı ayrı teşekkür ederim. Antoloji.com'un en eskilerinden biriyim. Yani antoloji.com kuruldukdan bir yıl sonra sürekli antoloji .com'da pek çok şey paylaştım. Son bir yıldır pek fazla girmiyorum ve o nedenle de gelişmeleri pek takip edemiyorum. Bugün sevgili değerli dostum Ahmet ERDEM'in haber vermesi üzerine biraz önce öğrendim. Yorumların hepsini tek tek okudum. Öncelikle şiir konusunda her türlü eleştiriye açığım ama yapıcı olursa. İster gerçek yaşamımda, ister edebiyat ve sanat hayatımda kendim de gerektiğinde eleştiriler yapmışımdır. Ama asla kimseyi kırmadan ve ön plana çıkma gibi bir gereksiz tavırlara girmeden yapıcı eleştirler yapmışımdır. İnsan sevgisi ve dostluğu her daim prensip olarak ön planda tutmuşumdur. Çevremdekilerde beni bu şekilde tanırlar. Bundan sonra da bu devam edecektir. Şiir ise benim için sadece hobidir. Yaşadığım olayları ve çevremde olup bitenleri kendi düşüncelerimi de katarak ve yüreğimde coşup gelen duygu seliyle yoğurarak bir sunuş biçimimdir. Tarz olarak Şair - Ozan tarzını birlikte sunmaya çalışırım. Kesinlikle bir iddiam yoktur. Ben sunarım isteyen istediğini alır. birlerine bir mesaj ulaştırabiliyorsam o şiir amacına ulaşmıştır. Yada bir 50-100 yıl sonra birlerini hafızasında kalıyor ve de birlerine birşeyler hitap edebiliyorsa ne mutlu bana. Asıl amacım da budur.
Şiir yayımlandıktan sonra tabiiki okuyucuya aittir. Hece şiiri günümüzde pek revaçta değildir. Günümüz gençliği daha çok serbest tarzda şiri benimsemektedir. Daha önce hecede çok usta şairlerin olması , günümüzde hece şiri yazanlar açısından da bir handikaptır. Ama belki 150 yıl sonra kalıcı olarak hafızlarada kaln da hece tarzı şirlerdir. bu ise gözden kaçmaktadır. ayrıca türkiyemiz'de yapılan THM veya TSM türü müziklere esas kaynak hece tarzı şiirlerdir. Şiirim günün şiiri olarak yayımlandıktan sonra yorumlayanlar daha önce bu şiire yapılan yorumlardan Sevgili Şair Dostum Metin YALTI'nın yorumunu okusaydılar, gerçekte kısmende olsa tümsorularının yanıtınıda almış olacaklardı. Sevgili Metin YALTI'yı bu doru analizinden dolayı en içten dileklerimle kutluyorum. İşte Metin YALTI'nın yorumu:
Bu gün Atatürk ve Biz gurubunda Sevgili Pınar Abbas Yurt şiirleriyle güne başlayınca bende bu sevgili hemşehrimin rast gele bir şiirini Okuyayım istedim. Gel görki rastgele seçtiğim şiir ödüllü bir şiir çıktı karşıma...
Sevgili şairin yeterli ve gerekli gerekçeleri olmayanların, sudan bahanelerle ipe un serenleri eleştirdiği şiirinde bakalım nelere dikkatimizi çekmekte...
Selam verdin çıktın birden karşıma,
Açtığın yaralar diner mi sandın?
Meddah oldun girdin gönül çarşıma,
Kukla oynatmayı hüner mi sandın?
Bu dörtlükte şair insan ilişkilerindeki içtensizlikleri öne çıkararak yermekte... Anadolu insanı özü sözü bir olmakla, mertlik ve doğruluk gibi kavramları yaşamında ilke etmekle tanınır. Dolayısıyla karşısındaki kişinin karşısına hangi kimlikle (Dost yaren sevgili ahbap) çıkarsa çıksın özü sözü bir olmasını bekler ve umar..Bunun dışındaki davranış ve tavırlar onu düş kırıklığına uğratır ve yaralar.Sonraki pişmanlıkların, dönüşlerin başlangıçtaki hazları yaşatamıyacağı ne yapılırsa yapılsın kırılan gönüllerde hep bu içtenliksiz davranışların sorgulanacağı vurgulanmaktadır.
Kaskatı vicdanın hep kin güderken,
Sevdamla eğlenip, alay ederken,
Arkana bakmadan çekip giderken,
Kırılan kalp sana döner mi sandın?
İkinci dötlükte şair karşıdakinin içtensizliğinin boyutunu çizerken en az karşıdaki kadar katı olmak zorunluluğunu sevginin karşılıksız olduğunu unutarak seven kişinin acımasız olamıyacağını unutarak duyumsamakta. Onu kindar nitelerken bu nedenle artık geriye dönüşlerin pişmanlıkların olanaksızlığını vurguluyor
Düşürsen de beni dönen çarkına,
Su yerine çamur dolar arkına,
O zaman varsan da işin farkına,
Su olmadan ateş söner mi sandın?
Seven kişi hoşgörülüdür bağışlayıcıdır. Kin güdemez. Bu yüzden karşıdakinin pişmanlıklarını geri dönüşlerini kabullense de bunun ilk tadı vermiyeceğini vurgulamakta.. Gene de geçerli gerekçelerin çoğu zaman sevgide beklendiğini, seven gönüllerin bu kadar katı olamıyacağını, bağışlamak için hep bir bahane aradığı gerçeğiyle yüzleşiyor şair..
Karabaş Koyundan olur mu Teke?
Konuşamıyorsun olmuşsun keke!
Boşuna uğraşma çıkmaz o leke,
Kara katranı sen tiner mi sandın?
Burada ise; Hiç bir şeyin eskisi gibi olamayacağının, bunun İmkansızlığını vurgulamak için doğadan tanıklıklara başvurmak zorunluluğu duyumsamış şairimiz. Küçük bir yanlışlıkta gözden kaçmış olmalı. Karaman koyunu KARABAŞ olarak girmiş dizelere... Sonucunda isesebep yaratmaya çalışmanın her zaman mümkün olmayacağını insanın kendinin zorda bırakacağına değinmekte...
Biçare kalarak seni beklerken,
Bırakıp ta gittin durup duruken.
Tekrardan dönmemi ümit ederken,
Ateşsiz odunu yanar mı sandın?
Gerek ilişkileri yerine oturtmakta gerekse tavır ve davranışlarda insana düşen görev dürüst ve içtenlikli olmaktır. Düşünülmeden yapılan her eylem sonradan insana acı ve elem verecektir. Bu davranış insan olmanın onuruyla da bağdaşmayacaktır. Bu nedenle şairin dikkat çektiği konular bugün en çok gereksinim duyduğumuz kavramlardan olması nedeniyle anlamlı ve önemli olmakta.
Şiir hece vezninin güzel bir örneğini oluşturmuş kurgu ve içerik güzel yerleşmiş. Şairi kutlar haddimi aşarak yaptığım açıklamaları hoşgörmesini dilerim.
Eve, görüldüğü gibi oldukça yapıcı ve yerinde bir analiz yapmış. Bir kez daha MetinYALTI'yı kutluyorum. Gelelim diğer yorumlara: Şair Dostum Selçuk BEKAR'ın da yaptığı tespitler doğru. Kendisine tşk.ederim. Bu arada şiirde geçen 'Tekrardan dönme' kafana takılmış, açıklayayım: Önce kendisini deliler gibi seven birisini boş hayallare uğruna bırakıp gidiyor ve daha sonra boyunu ölçüsünü alıyor ve kendisi hayal kırıklığına uğruyınca, terk ettiği kişiye dönmek istiyor . Ama önceden yarattığı güvensizlik ve vefasızlık terk edilen kişi aşkı devam etmesine rağmen bu işin bundan sonra yürümesinin olanaksızlığını ifade eder. Birde Nietsche isimli arkadaşımın 'Serdar Ortaç' bu şiiri duysa susmama hakkını kullanır diye bir ibare kullanmış. Bunu anlıyamadım ama Serdar Ortaç'lık her hangi bir şey yoktur. Neyi kullanırsa kullansın. Unutmadan aklımdayken burda benim asıl yadırgadığım bazı arkadaşların günün şiiriyle hiçde alakası olmayan kendi aralarında atışma faslına geçmeleri ve gereksiz mesaj fazlalığına yol açmalarıdır. Tabiiki atışma yapılabilir ama yeri burası değil yada bu şiirin içerdiği konuyla ilgili olmalıydı. Bundan sonraki günün şiirlerindeki eleştirlerine bu tür hatalara düşmemelerini öneririm ilgili arkadaşlara. Sevgili Şair Dostlarım Filiz KILINÇ ve Naime ERLAÇİN'e özellikle kişiliğim hakkında yazdıkları onurlandırıcı kelimelerinden dolayı teşekkür ederim. Ben de her iki dostu tanımaktan onur duyduğumu belirtmek isterim. Sevgili Şair Dostum Mücella PAKDEMİR ile kendisini tanımadığım ama sevyeli ve yapıcı eleştirisinden dolayı Banyatunga'ya da ayrıca tşk. ederim. Şiirde kullandığım 'gönül çarşısı' felsefi olarak mecazi anlamda kullandım. Tespitiniz doğur Sevgili Naime ERLAÇİN kutlarım. 'Keke' yöresel anlamda 'Kekeme' anlamındadır.
Sonuç olarak olumlu veya olumsuz yorum yapan tüm arkadaşlara ayrı ayrı teşekkür ederim. Şiir tadında kalınız. Sevgi ve saygılarımla...Abbas YURT
GÜNÜN ŞİİRİNİ VE ŞAİRİNİ KUTLUYORUM..
SEVGİLER..
hece şiirlerindeki en güzel yan ritmi anında vermesidir...
duygu ritm ve emek için kutluyorum değerli kalemi...
şiir budur dizeler derin bir ahenk içinde
mükemmel Biçare kalarak seni beklerken,
Bırakıp da gittin durup duruken.
Tekrardan dönmemi ümit ederken,
Ateşsiz odunu yanar mı sandın?
mmel
harika bir geceymis ..atismalara bayildim :)
Ali,Selcuk abi, Mehmet Bey...Onur Bilgenin yazdiklarini cok sevdim...
Naime Hanimin ve Mehmet Ozdemirin yorumlarini ilgiyle okudum...
Allah Ve Cocuk rumuzunun aynisindan dusunuyorum :))
daha dik ...daha guclu...
Bu şiir ile ilgili 147 tane yorum bulunmakta