Pervaneye dönmüşüm, yavım-yavuklum,
Dolaşıp duruyorum çevrende,
Biliyorum dokundukça yanacağımı,
Kavrulup tutuşacağımı,
Kül kül olup döküleceğimi.
Biliyorum,
Değip dokundukça menzilime
Öleceğimi.
Pervane-mervane değildim seni sevmeden önce,
Günümü gün, yaslarımı düğün ederdim gün içinde,
Var olduğunu bile düşünmezdim bir yüreğimin,
Ateşin yakmayacağını,
Suyun boğmayacağını
Sanırdım.
Zevkle yatar, hazla uyanırdım,
Gülüp geçilecek bir şey olduğuna inanırdım sevdanın,
Meğerse; doğru yanı bu değilmiş
Dünyanın.
Öğrenmekte geç kalmışım Hanya ‘yı-Konya ‘yı,
Ateşe koşan pervanelere dönüverdim bir bakışınla,
Pervane dediğin ateşi yazın da arar, kışın da,
Onun içindir ki; seni arayıp duruyorum yıllardır,
Sana değmek için, sana dokunmak için, sende yanmak için,
Kül kül olup dökülmek için,
Yakmak, mahvetmek için bu günahsız yüreğimi,
Yani kırmak için su testisini su yolunda,
Olup olacağı da bu değil midir
Sonunda?
(ZAMANIN BİR DAR VAKTİ isimli Serbest Şiirler 'inden > 35-36/100)
İsmet BarlıoğluKayıt Tarihi : 16.9.2004 12:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!