Kanuni sultan dedemiz, bir gün düşmüş av peşine,
Öyle bir ceylan görmüş ki, rastlamak zor bir eşine.
Adamlarıyla birlikte, koştururken akşam olmuş,
Rüzgâr fırtına ve yağmur, üstler başlar çamur dolmuş.
Görmüşler küçük kulübe, müsaadeyle sığınmışlar,
Oduncu yakmış ateşi, kurulanıp ısınmışlar.
Bir ara kanuni sultan, demiş bu ateş çok yaman,
Değeri bin altın eder, şu saatte ve şu zaman.
Sabah olmuş veda vakti, oduncuya borç sormuşlar,
Demiş bin bir altın verin, ah vah edip çok bulmuşlar.
Bu ne yahu be insafsız, odun bu kadar eder mi?
Fırsatı ganimet bildin, bu yaptığın senin cer mi?
Yok, be demiş de oduncu, bir altın odun pahası,
Bin altını hünkâr biçti, akşam o ateş pahası.
Padişahı mest eylemiş, köylünün kıvrak zekâsı,
Seve-seve vermiş vezir, bin altın ATEŞ PAHASI.
O gün bu gün dilden dile, bu söz bizlere ulaşmış,
Pahalılık var oldukça, halkın içinde dolaşmış…
Kayıt Tarihi : 11.7.2008 12:20:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Salih Yıldız](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/07/11/ates-pahasi-3.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!