Ateş Çiçeği ve Adnan Durmaz-Muharrem Kubat

Adnan Durmaz
490

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Ateş Çiçeği ve Adnan Durmaz-Muharrem Kubat

Ateş Çiçeği ve Adnan Durmaz

'Ateş Çiçeği' Adnan DURMAZ'IN şiir kitabının adı. Adnan DURMAZ öğretmen ve Emirdağlı. Sözü edilen şiir kitabının isminin altına da 'Bir Destan Denemesi' demiş.
Şiir kitabının konusu şöyle: Kurtuluş Savaşı esnasında Emirdağ'ın Karacalar köyünden Kara Hüseyin adında birisi Sakarya boylarına dek varan Yunan işgalini durdura-bilr-.ek için Emirdağ'ın Tez, Çatallı, Karacalar, Demircili, Türkmen Köy, Güveççi, ÇayJKışla, Soğuk Kuyu, Horan Dereköy ve Balcam köylerinden bir milis kuvveti oluşturur. Bu birlikteliğin amacı Sakarya boylarına dek uzanan Yunanlıları yurttan atmak ve bahsi geçen köyleri yine düşman işgalinden korumaktır. Hal böyle iken Kara Hüseyin yine Emirdağ'ın Suvermez KÖyü'nden Fıliğin HaççaVı bir akşam üstü kaçırır. Haçça gönülsüzdür.
Haçça, ağlaya sızlaya kaderine razı olur. O sırada Bayatlı Yarbay Arifte kendi çevresinden yine düşmanı yurdumuzdan atabilmek için bir hayli kalabalık bir milis kuvveti oluşturur. Her ikisi de Emirdağ yöresinde faaliyetlerini sürdürmeye başlar. Fakat zaman zaman aralarında çatışmalar ve gidip gelen söz düelloları olur. * Yurdumuzun kurtulması için ayrı ayrı çalışmanın yarar getirmeyeceği savıyla araya aracılar girer ve birlikte çalışmaları önerilir. Bu teklif yerinde bulunur. Karacalar'la. ' Horan arasında bulunan BELCE mevkiinde birliktelik sağlanır. Kara Hüseyin ev sahibidir. Yarbay Arif Bey'i karşılar, kırk koyun keser. Yerler, içerler ve birlikte Emirdağ'a gelirler. Bugünkü İnkilap İlköğretim Okulu'nun avlusuna geldiklerinde Yarbay Arif Bey çevresinde bulunan askerlerine Kara Hüseyin başta olmak üzere, Kara Hüseyin'in kardeşi Koca Mustafa, Kel Recep ve Gede Durmuş için' vurun bunları' der. Anında ateş edilir ve bu dört kişi öldürülür. Bu dört kişinin cesetleri günlerce sehpada asılı kalır. Böylece Kara Hüseyin ve yakın arkadaşları yok edilir. Bu arada Kara Hüseyin'in çevresinde toplanan atlılar da dağılır gider.
146 sayfa halinde yazılan şiirin içeriği böyle. Şair, bu olayı şiirleştirebilmek için iki bin kilometre yol kat etmiş. Çevrede bu konuyla ilgüi bilgisi olan 47 kişiyle konuşmuş, 46 eser incelemiş- Ayrıca yine bu konuyla ilgili beş bildiriyi eserinin sonuna eklemiş. Yine konuştuğu 47 kişinin kimliklerini vermiş. Bu kadar yol kat etmek, bu kadar kişiyle konuşmak, bu kadar eser incelemek kolay değil. Mahalli lisanla bu denli bir çalışma 'Her babayigitin yapacağı iş değil. İşte bunu, bir başka deyimle zamanın içinde kaybolup girmeye yüz tutmuş bir konuyu, böylece gün ışığına çıkarmış Sayın Adnan DURMAZ..,
Şair kitabının önsözünde 'Sevgili yayıncı dostum Selçuk MAVİ ENGİN, bu kriz döneminde tanınmamış birinin kitabını basma cesaretini kutlarım' demiş. DURMAZ, yayıncıyı bu mütevazı sözlerle kutlamış. Kendisi içinde 'tanınmamış birisi' ifadesini kullanmış.
Sevgili DURMAZ, bir daha mütevazı davranmışın.

Yukarıdaki tümcemi tekrar etmek mecburiyetinde kalıyorum. Böylece bir eseri meydana getirmek her babayiğitinin harcı değil. Hele o üslubundaki güzellik, Türkçe'mizdeki sözcüklerin yerli yerinde kullanılması ne güzel olmuş. Bu güzellikleri yansıtmakta güçlük çekiyorum doğrusu. Ayrıca 'Bir Destan Denemesi' demişin. Bu deneme değil ki. Tam bir destan. Bundan daha güzel destan olur mu?
Sevgili okurlar, müsaade ederseniz, affınıza sığınarak, bu vesileye Emirdağ ve Emirdağ insanı için bir şeyler demek İstiyorum.
Emirdağ ve Emirdağ insanı bir başkadır. Her alanda bir Emirdağlıyia karşılaşmak olasıdır. Bu yıllarda Emirdağ gençliği bir başka çalışıyor. Şiir yazıyor, ağıt yakıyor, türkü söylüyor. Bir başka deyimle yeteneğini ve kültürünü sergilemeye çalışıyor. İşte Adnan DURMAZ'ın 'Ateş Böceği'1 isimli şiir kitabı bunlardan birisi. Bugün, serbest nazımda benim diyen şairlerin pek çoğunun yazdığı şiirleri sollayan bir eser olmuş.
Yine bu nedenle diyorum ki, Anadolu'da yetişen bu yetenekler Edebiyatçılar tarafından bilinmeli, Devletin bu işle uğraşan kurumlan tarafından bilinmeli. Bu yetenekler zamanın acımasızlığı içerisinde kaybolup gitmemeli.
Sevgili DURMAZ sanat adma, şiir adına seni candan kutluyor, daha niceleri diyor, gözlerinden öpüyorum. Ayrıca, şiirle destanlaştınlan bu tarihi olaydan bir bölümle (şiirle) yazımı bitiriyorum...
Oralarda beklemek yetmez bir ömre Kendine mekan tutar adak ağaçlarını Bütün köşe başlarına kaygı dikilir
ay yükseldikçe
Ömrü ömre vurmuşlar cana var eklemişler Dededen toruna Ömür ulayıp
sabır denklemişler Kaç bin yıl boyunca zulüm öltında
neyi beklediğini bilmeden beklemişler Sabırlar taş olmuş
taşlar çatlamrş-yürekler patlamış...
Gayri birbirini boğazlarlar bu dinozor karanlıkta Tarla-takım- inek- davar bahane Kan içip dağa çıkarlar Ama hep umut olmuştur.
Vakitsiz gidenlerin gözlerindeki cemre Oralarda beklemek yetmez bir ömre...
Akşam oldu sarı bozkır kanadı bozlak bozlak Mezar ıssızlığı çöktü göçük yüzlere Biçilmiş göğ ekin bakışlarıyla
birer gölgeydi kadınlar Sevinç devşirirlerdi bebelerinin
iki umut mumu yanan gözlerinden Deli bir hayalet gibi koştu yel bağırarak
parçalanmış eteklerini savurarak Bir tarih zuhur etti göğün yırtık yerinden Alaca kuşlukta çekip gittiler On beş kişiydiler On besindeydiler Öküz gönü çarıklarıyla
dağlar gibi basarlardı toprağa Birkaç nikel para kuşaklarında Bir de yavukludan yadigar Kınalı saç dürüldü
işlemeli yağlıklar...

Muharrem Kubat
MİLLİ İRADE GAZETESİ,24 ARALIK 2003,ESKİŞEHİR

Adnan Durmaz
Kayıt Tarihi : 6.3.2006 13:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Adnan Durmaz