S Ö Z L Ü K
A
Abasiom: Bir Frig kenti
Alaçık: Alayçık, bir çeşit yürük - Türkmen çadırı
Alayçık: Katlanıp, top haline getirilebilir kamış örgülerle yapı-lıp; sonrada üzerine keçe örtülen Göçer Türkmenlerin barınağı
Alnaç: Karşı, annac
Amorium: Afyon- Emirdağ yakınlarında bulunan antik Frig kenti
Anahor: Rüşvet, sus payı, haraç
Annac: Karşı
Arkaç: Koyun sürüsünün yattığı yer.
Arılık: Sabun
Atarlı: Yürekli
Ayar: Herkese çabuk kanan kişi
Aydur: Söyler, der
Ayna tutmak: Uzaktan ayna tutarak ilginin belirtilmesi
Ayrıksı: Faklı
B
Barçınlı: Afyon’ un Bayat ilçesinin eski adı
Balkımak: Parlamak,ışıldamak
Bayraklı kapı: Hükümet binası
Bed çehre: Üzüntüden, acıdan, soğuktan, korkudan yüzün tanın-maz hale gelmesi
Bolalmak: Genişlemek
Bozulamak: Üzüntü ve acıyla ağlayarak bağırmak
Böle: Kardeş (Hala-teyze-emmi-dayı çocukları akrabalığını belirten söz.) çocukları, Şimdilerde kuzen deniyor! ..
Büvek: Set
C
Cebe: Bilezik
Cırgın: Kıraç yer anlamında
Cin çalgını: Cin çarpmış
Cohcohlu: Gösterişli.
Cumaakşamı gün: Perşembe gün (uğurlu sayılıyor)
Ç
Çalağan: Bir tür kartal
Çalgın: Soğuk vurmuş-çarpmış bitki,
Çarpım: Yufkanın kendine özgü katlanma şekli.
Çav: Erkeklik organı
Çelte: Çelen, evin saçağı
Çeril çeril: Işıl ışıl
Çiftbozan: Osmanlı’ nın yerleştirdiği yerlerde durmayan Türk-menler’den aldığı bir çeşit vergi
D
Daklaşmak: Dokunmak(istenmeyen) , bulaşmak
Dam: Hapis damı
Daylak: Güçlü kuvvetli, boylu poslu
Dudu: Bülbül, güzel
Duluk: Şakak
Dulukbastı: Alına ve şakaklara dizilen altın.
Düğnük: Topak evin tavanın ortası
Düvele: Divle kavun, kavun
E
Ehliyal: Ehl-i iyal, aile
Erbi: Bir tür başörtüsü
Eşgâre: Aşikâr
F
Farımak: Yaşlanmak, çökmek
Felte: Toplanmış ekin yığını
Fıydırmak: Fırlatmak atmak
G
Gani: Çok
Gar' Üseyin: Kara Hüseyin
Gavık, Gıvık: Gevork'tan bozulmuş özel ad
Gayil: Bkz. Kayil
Gölük: Yük hayvanı
Güç yetenlik: Gücünün yettiğinin başına bela olmak.
Gümüş burun: Koyuna burun renginden dolayı verilen ad
Gütmek: İzlemek (burada)
H
Haf: Korku
Haçca: Hatice
Halince: Kendi halinde
Hallice: Kötü değil, fena sayılmaz
Hatçe: Hatice
Hatıl: Ağaçtan oyulmuş su yalağı
Havas: Aşık
Hay avı: Sürek avı
Haydıncı: Eşek sırtında birşeyler satan çerçi
Hecaz: Hicaz
Helâllık: Eş
Heyikledi: Dikkat kesilerek ortalığı dinlemek
Heyket: Oradan buradan konuşmak
I
Ikırcık karanlık: Alaca karanlık
Irgalanmak: Yavaş yavaş sallanmak
Iralmak: Uzaklaşmak
İ
İba: Çiy, şebnem
İlvanlı: Gösterişli
İnar-fenar: Tanınmaz hale gelmek.
İşmar: Sevdiğine işaret etmek, kaş göz etmek
K
Kaba boyra: Deli dolu
Kada: Günah
Kar’acı: Kara acı
Kakınç: Başa kakılan yüz kızartıcı durum.
Kargış: Beddua.
Kasalak: Kasalan
Kaşanmak: Atın işemesi
Kayıl: Razı
Kekre: Acı, ekşi, tatlının dışında tiksindirici tad.
Kılağılanmış: İyice bilenmiş
Kıngırıç: Yere çakılmış kalın bir ağacın tepesine çakılan sivri bir demir parçasına, ortasındaki deliğinden yerleştirip dönen uzun bir ağacın iki ucuna, iki kişinin, karınlarının üzerine binip dönme oyunu.
Kızıl kıvrım: Taş altında kalıp büyüyemeyen bitki
Kiraz kuzusu: Kiraz mevsiminde doğan kuzu
Kişifleyip: İzleyip
Köskenmek: Dirseği üzerine kösülmek
Kula: Kumral, sarıya çalan kahverengi
Kürnemek: Sürünün bir yerde yayılması
Küşüm: Utanma duygusu, ar
L
Ladim: Nadim, pişman
M
Mayıl: (mail-mail’den) Eğilimli, ilgili.
Mustuk Uşağı: Yörük Uşağı
N
Ne hal: Nasıl
Nemben ne: Falan filan
Nepsiz: Uğursuz
Nurayı: İki yüzlü
Nuzul: Felç, cin çarpması
o
Okuntu: Düğün davetiyesi, düğün davetiyesi olarak dağıtılan üzüm, şeker veya havlu.
Oturaklı: Yol yordam bilir, olgun
Ö
Ödürgülü: Çok korkmuş, ödü patlamaya gelmiş
Ösürgelenmek: Gece dışarda birşeylerden işkillenip korkmak Öte yanı beri gelmek: Tiksintiden kendini kaybetmek...
P
Paypança: Parçalayıp herkesin kaptığı kendisinin olacak şekilde üleşmek-paylaşmak
Peyke: Dip, köşe
S
Salındırmalı: Çıkrıklı
Saya: Türkmen kadınlarını giysisi.
Sar'altın: Sarı altın
Seyirtmek: Koşmak
Sıkılcım: Nedensiz sıkıntı
Siğim siğim: Sessizce yanaklarda aşağı süzülen gözyaşları ile ağlamak
Simbal: Bir Frig çalgısı
Sinlenmek: Sinmek, soğuk, yağmur vb korunmak için dulda bir yerde korunmak
Soluklanmak: Kısa süreli dinlenmek
Suçukmak: Suçluluğu yüzünden belli olmak
Ş
Şemene: Bostanlarda kokusu için yetiştirilen, yumruk büyüklüğündeki süs kavunu.
Şinik: Silindirik ve madeni tahıl ölçeği, güleğin yarısı
Şorul şorul: Şarıl şarıl, oluk oluk
T
Tabandan: Yöreye özgü halk oyunu
Talaka: At arabası
Taslak: Etli surat
Tentene: Oya, dantel
Ters: Pislik, hayvan dışkısı.
Teşhiri: Rezili
Tetik ol: Acele et
Tevir: Türlü, çeşitli
Tilki tövbesi: “Tilki tilki seker misin, ananla zina eder misin” türünden sorulara “evet” cevabı alarak yemin ettirmek.
Tingildemek: Düşecekmiş gibi sallanmak
Topakev: Türkmen çadırı, yarım küre biçiminde, birbirine geçirtmeli özel ağaçlar ve kamış örgülerle yapılıp üzeri keçe ile kapatılıp varlıklı türkmen göçerlerin barınağı.
Tütün: Duman
U
Ucar: Haber
Uşak: Çocuk, evlat, oğul
Ü
Ürüsüm: Moda
Üğü: Bir kuş adı
Y
Yamız: Sırt
Yanal: Alaca renkli
Yağırnı: Sırt
Yağlık Büyük mendil
Yarga yarga: Bölük bölük., çatlamış
Yeğniciğinden yan:Hafifliğine yan (hafiflik hem yüreksizliği hem de durumunun acınacak hal oluşunu belirtiyor)
Yelebimek: Yelde sallanmak
Yelkovan dikeni: Yel önünde uçan dikenler
Yeygi: Hayvan yiyeceği, yem
Yılkı: Sürü
Yivrim Yivrim: Küçük büklümler çizerek göllenmek.
Yoylu: Alımlı, endamlı
Yumuş: Ev işi, birinden bir işi karşılıksız yapmasını istemek (Rica ile emir arası bir istek)
Yülenmiş: Traşlanmış, bilenmiş
z
Zebep: Sebep
Zer zebep: (Pekiştirilerek söylenmiş) sebepler
Kayıt Tarihi : 12.2.2006 01:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!