Bu kitabın yazılmasında emeği olan dostlarıma teşekkür ederim.
Sevginin “yeşil” olduğunu söyleyen, bozkır bilgesi, Emirdağ Suvermez Köyü’nden arkadaşım Berber Faruk, beni bu kitabı yazmaya sen ittin,; değilse bu çalışma ortaya çıkmayacaktı.
Sevgili hocam Attila İlhan, bunca yoğunluğunuzun arasında yazdıklarımı okuma inceliğini gösterdiniz.Kitabı baştan sona iki kez okumanız bana güç verdi.
Sevgili yayıncı dostum, Selçuk Maviengin, bu kriz döneminde tanınmamış birinin kitabını basma cesaretini kutlarım.Ayrıca sayfa düzeni ve düzeltmelere de çok emek verdin
Dolaştığım köylerde derleme yaptığım dostlarım,bana insan güzelliklerimizin hala yaşadığını gösterdiniz.Emirdağ Kılıçlı köyüne varıp,arabadan inince,kerpiç bir duvarın duldasında laflayan yaşlı kadınlardan birisi,ilk kez gördüğü bir insan olmama rağmen,önlüğündeki kuru fasulyeleri uzatarak “al bunlar senin olsun kapının önünde büyüttüm,içimden geldi” demişti,kim olduğumu sormadan ve söylemeden..onu hiç unutmayacağım.
Hepinize sonsuz teşekkür ediyorum
Ayrıca İzmir, Selma Yiğitalp Lisesi öğretmenleri, okuyan ve eleştiren arkadaşlarım,sağolun.
Zulumkar oldun beni candan bezdirdin.
Ben seni sevdikce sen hep naz ettin.
Dost olamadık neden dostca biz ikimiz..
Aramadın bir kez olsun hatrım sormadın.