Başkasını bilmem, ben Atatürk’ü,
İstilayı yıktı diye severim.
Kimi düşünürken vatanı terki,
Yumruğunu sıktı diye severim.
Kafa yorup istilacı derdiyle,
Bitkin savaşçıyla, yorgun orduyla,
Abaza’sı, Laz’ı, Türk’ü, Kürd’üyle,
Meşaleyi yaktı diye severim.
Çökmekteyken koca imparatorluk,
Devlette miskinlik, millette darlık,
Hakimken ülkeye bin türlü zorluk,
Acze tokat çaktı diye severim.
Ulurken kapıda istila iti,
Ordunun savaşa yokken takati,
Bükülmez sanılan nice Yezit’i,
“Allah” deyip büktü diye severim.
Şüheda kalkmıştı adeta yerden,
Millet emin idi artık zaferden,
Tam dokuz eylülde hasmı İzmir’den,
Şu Ege’ye döktü diye severim.
Kurtuluştan sonra önderdi yine,
Tarih şöyle bilgi aktardı güne;
Ravza’yı yıkacak itin gönlüne,
Bin bir korku soktu diye severim! ..
O inkılap yaptı,"Devrim" diyenin,
"Yaradılış" dedi, "Evrim" diyenin,
İşgalci itlere "Yavrum" diyenin,
Gırtlağına çöktü diye severim.
Biliyorum, birkaç kişi kızacak,
Doğru göremeyen şaşı kızacak,
Belki de cumhurun başı kızacak,
Burca bayrak dikti diye severim.
Kurtuluşa kanla alındı berat,
Ceza Allah'ındır varsa taksirat,
Vatan bir bütündü, hata küsurat...
Başka çare yoktu diye severim.
Masanın üstünde zili Bozkurt'tu,
Dergisi Bozkurt'tu, pulu Bozkurt'tu,
Yaz Cüce, her türlü hali Bozkurt'tu,
Türk’e Türk’çe baktı diye severim.
Kayıt Tarihi : 25.1.2015 08:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!