Atatürk'ü dinci gösterme çabası, hiç bir yobazı, Atatürkçü yapmayacağı gibi,
Bu çaba; Tam tersine,
Atatürk üzerinden, Atatürk'ü seven körpe beyinlerin, şeriatçılığa sempati ile bakmalarını sağlamak amaçlıdır..
Yani; Atatürk'ü, din ile öne çıkarma çabasında olanlar;
Atatürk'e, sempati ile bakmalarını önleyemedikleri kesimlere,
Atatürk üzerinden, şeriatçılığı sempatik gösterme çabasında olan gizli servislerdir! ..
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Doğruları işleyen kardeşim. Ata mızı biz tanıyoruz ve tanıtmaya çalışıyoruz ya. Yeter, nasılsa devran dönecek.Saygı ve sevgiler.
Işıldayan demirin pas tutması o kadarda kolay değil, Atam'ızın devrimleri geçmişin ve geleceğin teminatıdır.......Gerisi vs...
Yürek sesinizi kutlarım, bakıpda görmek her bireye ait bir özellik değildir....Tebrikler....
Çok duyarlı ve çok duygu yüklüydü Hüseyin Bey, kutlarım. Mutluluklar sizinle olsun!(10on)
Yazan ve paylaşan yüreğine sağlık. Atatürk ve devrimleri baki kalacaktır merak etmeyin siz. Umudumuz daha yemyeşil saygılar dost yüreğinize
Anlamlı ve doğruları söyleyen bir yazıydı...Paylaşımınıza teşekkürler, kaleminize sağlık...aydınlık dolu yarınlara...sevgiyle,saygıyla...
Atatürk'ü hoş göstermek için böyle şeyleri gündeme getirmeye gerek yok.Altın altındır
kutlarım
namık cem
Dün, Atatürk'e dinsiz diyen yobazlar bugün sahip çıkmaya çaba gösteriyorlarsa, yeryüzünde şeytanın müritliğini yaptıkları anlamını çıkarıyorum. Atatürk aynı zamanda dini batıllıktan uzak tutulması için güzel şeyler yapmıştır. Paylaşımınızı ve kaleminizi kutlarım.
ulu önderimiz atatürk onun çizdiği yolda yürüyen her miller daima kazanırrrrrrrrrrr
Günümüzde dini gerçek yüzüyle gören yoktur... Dinen esas ne demek istediğini işlerine gelmediği için anlamak isteyen yoktur. Şimdiki uygulanan islamiyet artık Hz.Muhammed'in o zamnki yaydığı islamiyetle bağdaşmadığı gibi uzaktan yakından ilgisi alakası yoktur... Tamamen bir birine zıt iki kutup gibi... Şimdiki islamiyeti siyasi ve ekonomik çıkarlar için kullanan biçare insanların hiç bir zaman müslümanlıkla alakadar değillerdi... Onların amacı koltuk kapmak ve rant sağlamak... Gerçek inanan olsalardı zaten ortadoğuda bunca kan dökülmesine müsaade etmezlerdi... Kutlarım kaleminizi üstadım... Saygımla...
anlamlı güzel bir yazı. Herşey irdeleniyor madem herkes eteğindeki taşları döksün be usta. kalan tek pırıltılı bizim Atamız olacak.çünkü bu gönül işidir biz parayla vefamızı satmayız. İyi ki doğmuşsun Atatürk iyi ki bu cumhuriyeti kurmuşsun yoksa şimdi neyle uğraşırdı fitne fesat güruhlar. teşk
Bu şiir ile ilgili 13 tane yorum bulunmakta