Ateş gibisin ey yüreğim, dokunmaya gelmiyorsun,
Sen de yanıyor, dokunduğunu da yakıyorsun.
Artık izin ver de sevmeyeyim,
O da yanıyor, ben de yanıyorum.
Kaçamazsın gülüm
Yorgun ayakların
Hep güneşin altında
Islak duvakların
Bulutlar uzaklarda
Solmuş renklerin
Ayten'le konuştu gözlerimiz anlaştı diller gibi,
Ama hala yabancıyız Ayten'le birbirimize eller gibi.
Ayten geldi aklıma, yaş doldu gözlerime, aktı seller gibi,
Ayten umursamadı, içti selden, hayat buldu güller gibi.
Saklayamadık aşkımızı, Ümit Yaşar duydu bizi,
Markiz pastenesinde vurdu ikimizi.
Peki sen bilirmiydin,
O günün bu günden farkını
Neden günahla sevabı harmanladın
Kaç basamakta çıkılır arşa
İnişi kaç saatlik yol
Yüzme bilmezdi gözlerim,
Ruhunun girdabında kaybolduğunda.
Uçuk bir mavinin derin sularında solmasının,
Dalgaların dizlerimde son bulmasının
Sorumlusu gece ay, gündüz ve güneştir.
I
Kendi çiçeklerimin fotoğrafını çekmek istiyorum.
Benim dağlarım olmalı,
Benim ovalarım, nehirlerim ve çağlayanlarım.
Işık hızında geçmeliyim onların evreninden.
Vardığım da hedefime,
Kuşlar kadar özgür olmamalıyım.
Sadece yuvamı bulacak kadar uçasım var.
Balıklar kadar derya içinde kalmamalıyım.
Tepeden tepeye göçesim var.
Uzun yolları ve bütün yılları kat etmeliyim.
Asırlık aynaların arkasında bir hüzün fırtınasına kaptırdık saçlarımızı
Yeminlerimiz, yakarışlarımız ruhumuzu bulutların arasından gün yüzüne çıkaramıyor.
Dalgalı, savruk, belki de yalnız, her katmanında gökyüzünün…
Ben, biz, kim bilir cümle alem, mahşeri kucaklayacağız.
***
Çocuklar yüzlerinde ki tebessümü kopan fırtınaya kaptırıp,
Ağlamak için yaşıyoruz,
Gülmek unutulmuş geçmişimiz oldu.
Gözyaşları hışmı rüzgârın.
Biz tek hamlede asırlık ağıtlar yakarız.
Asırlar yüzümüze bakarak gülümserken.
Hey gökyüzü kaldır ellerini üzerimden,
Sana selamlar gönderiyorum mezarımdan.
Biliyorum bu gece bir yıldız kaymayacak.
Çünkü bu toprak benim tenime doymayacak.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!