gül ve dikenin sarmaş dolaş,
sevinç ve göz yaşının
karman çorman olduğu
bir zaman diliminde,
..............hayatı paylaşmak,
..............mutluluğu yakalamak,
Beynimde dans ederek çağırıyor,tiz bir ses:
'Sakın geç kalma erken gel' içimde bir heves!
Uçar giderim, karşımda cam gibi bakışlar,
Kimi utangaç, kimisinde dimdik başlar.
UYANIN ÇOCUKLAR!
Uyanın çocuklar!
Açın gözlerinizi.
Diriltin uykunuzu!
Bakın sabah oldu,
Gül cemalinde nurefşan gözlerin
Nurunda çağlayanı ben olaydım.
Bastığı yerde gülümserdi topak,
Orda serabistanı ben olaydım.
Günün kızıl şafaklarda
Can çekiştiği bir anında,
İstanbul'u seyrediyorum,
Kadıköy sahilinden.
Karşımda sessiz bir gidiş,
Muhteşem bir görünüş...
Kâbe mahzun
Kureyş hüzünlüydü
gözyaşı döken göz değil,yürekti ağlayan
zifiri karanlığı eriten aydınlığın
güneş renkli alın yazısı insanlığın,
diri diri gömülen kız çocuğun
sensizliğe esrim,
kaldırımlara mihanım.
üzerimdeki gecenin gözleri,
senin gözbebeklerin.
mehtabın doğuşu
konaklamış yüzünde,
sabah akşam döner gölgeler
üstünde mermer piramitler
kimi alçak kimi yüksek...
içinde cicli bicili oyuncaklar
sayısız hegameler...
mesdeder beni oyalar gölgeler
Bil ey şeyda! Sana dargın değilim,
Bu sevda başka, gözüm anam dolu.
Seni sevmekten yorgun değilim,
İçimde yanan közüm anam dolu.
Kuş tüyü döşek, sımsıcak kucağı,
Yurdumuzu sardı zillet,
Uyan artık aziz millet.
İnsanımız çeker zahmet,
Uyan artık aziz millet.
Dalgalansın şanlı bayrak,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!